Ben beyaz eşyacı değilim, “Deneyim Mağazacılığı” yapan perakendeciyim

Çağan Türkan / Isparta Yüksel Ticaret

Firmanızın tarihçesinden kısaca söz eder misiniz?

1976’da babam Yüksel Muammer Türkan tarafından şahıs firması olarak kuruluyor, kendisi Elektrik Mühendisidir. 1976 yılından beri dayanıklı tüketim ürünleri ve elektronik perakendeciliği yapmaktayız. Firmamız perakendecilik yanında 1976-1995 yılları arasında beyaz eşya yetkili servis hizmetinde bulunurken 1995 yılından itibaren sadece dayanıklı tüketim ürünleri perakendeciliğine odaklanmıştır. 1989 senesinde, bulunduğumuz sokağın yukarısındaki 80 m2’lik ilk şubemiz olan mağazamıza taşınılıyor. O tarihten 1995 senesine kadar Vestel bayiliği, 1995- 1999 seneleri arasında ise Ariston, Philco ve Profilo markaları ile çalışılıyor. 1999 senesinde Siemens bayiliğini alınıyor ve sadece Siemens markası ile çalışılmaya devam ediliyor. 2012 Haziran ayından itibaren ikinci nesil olarak firmamızı ben yönetmekteyim. Ben yazları çırak olarak hep dükkâna gelir çalışırdım, normalde ailem benim bu işi yapmamı hiç istemiyordu. Ben Ziraat Mühendisliği okudum, bu bölümü okumamın nedeni de eğer ileride dayanıklı tüketim ürünleri perakendeciliğinin gelecekte nasıl bir evrimleşme geçireceğini tahmin edemediğim için elimde başka bir mesleğim olmasını istediğimden üniversite tercihimi bu bölüm üzerine tercih ettim. Benim asıl mesleğim dayanıklı tüketim ürünleri perakendeciliğidir.  

2021 yılına kadar biz 80 m2’lik mağazada iş yapıyorduk, Siemens Ev aletlerinin yeni vizyonu, değişen perakendecilik anlayışı ile “yeni hikayeler” yazmak gerekiyordu. Çünkü o küçücük alanda yapabileceğimiz işin doyum noktasına gelmiştik. Daha sonra bu gördüğünüz 4 katlı mağazaya geçtik. Şu anda 8 kişilik ekibimizle beraber faaliyet gösteriyoruz. Burdur 100 bin nüfuslu küçük bir şehir, ilçelerinden şehir merkezine alışveriş anlamında çok fazla tüketici gelmez, bununla beraber çevresinde Antalya, Isparta, Denizli ve Afyonkarahisar gibi büyük gelişmiş şehirler bulunmaktadır. Perakendecilik rekabeti içerisinden normal şartlarda bizim için negatif bir durum arz etmektedir. Ancak biz şuandaki mağazamızın fiziki yapısı ve düzeniyle, doğru perakendecilik hizmeti ve doğru sosyal medya kullanımı sayesinde komşu şehirlerdeki tüketicilerimizden de talep görmekteyiz.

Tüketici sizi neden sizi tercih ediyor?

Doğru fiyat, doğru perakendecilik. Babamdan aldığım bir meslek terbiyesi var, bu sosyal yaşamımızda da böyledir, ticaretimde de böyledir, asla müşterimize yalan söylemeyiz. Bir ürün teşhirse, son bir ürünse bunun teşhir ürün olduğunu söyleriz. Bu ürünü orijinal ambalajı gibi paketleriz ama tüketiciye yalan söylemeyiz, ana sebep o. Ben de bir tüketiciyim ve mağazamızın felsefesi şudur; ben nasıl bir hizmet almak istiyorsam, müşterilerimiz de aynı hizmeti alacaktır. Benim ve ekibimin prensibi budur. Dolayısı ile Burdur’un ötesinde bir işimiz var, çevre illerdeki meslektaşlarımın çoğu beni mutlaka biliyordur, ismen de tanıyordur. Bu benim için gurur kaynağı, aynı zamanda yaptığımız işin de göstergesidir.

Bir perakendeci olarak Siemens’in, başarınızdaki katkısını anlatır mısınız?

Siemens’te 2020 yılında bir yapılanma olmaya başladı, Hakan Bey ile şirketin bütün politikaları değişti. Benim başarımın buraya kadar gelmesinde bölge müdürlüğünün çok büyük desteği var, bana çok inandılar ve güvendiler. Batı Anadolu Bölge Müdürümüz Serhan Bey ve ekibi inanılmaz vizyonlu çok dinamik ve işlerine çok hakim bir ekip. Tam anlamıyla bir iş ortağıyız. İşimizi birlikte yönetiyoruz. Türkiye Satış Direktörümüz Hakan Bey şirkete çok büyük katkı sağladı ve inanılmaz bir vizyon değişikliğine gitti, çok adaletli bir sistemleri var, bu da zaten başarıyı getiriyor.

Ben artık beyaz eşyacı değilim, “Deneyim Mağazacılığı” yapan perakendeciyim. Benim meslektaşlarım belki beyaz eşyacı olabilir ama ben beyaz eşyacı değilim. Şirketimizin “Geleceğe Yön Verenler” diye bir uygulaması var, artık İstanbul ve Ankara’da, Burdur konuşuluyor. Burdur’a baktığınız zaman birçok insan haritada yerini bilmez ama biz uyguladığımız perakendecilikle Burdur’u konuşturuyoruz. İşin en keyifli kısmı bu ödüller ve yöneticilerimizin bizleri tanımaları, taktir etmeleri. Yoksa Burdur’u kim bilecek, Burdur’daki Siemens cirosu BSH’ın toplam cirosunda küçücük bir yer kaplar ama bu nüfus ve bu sosyoekonomik şartlarda böyle olması onlar içinde gurur kaynağı. Biz bir ekibiz zaten, bu işi ben tek başıma yapmıyorum benim mesai arkadaşlarım ve bölge müdürlüğümüz ile bu başarıyı gerçekleştiriyoruz. Kendimi Siemens’ten başka bir marka satarken bile hayal edemiyorum. Markanın duruşu, kalitesi verdiği güven çok önemli. Evimde de başka bir şey kullanmam hatta tüketicilere şunu söylerim Siemens’ten daha iyi bir marka olsaydı evimde onu kullanır ve onu satardım. Keyifli bir iş oluyor bizim için çünkü şirketin politikası, şirkette bulunan yöneticiler ve biz birbirimizle uyuştuk, bu kimya tuttu bu da başarıyı getiriyor zaten.

Geçmişten günümüze perakendecilik size göre nasıl gelişti?

90’lı yıllardaki perakendecilik, 2000’li yıllardaki perakendecilik ve şimdi 2020’li yıllardaki perakendecilik bambaşka hikayeler. İnsanlar, yani tüketici değişti dolayısı ile bu değişme ayak uydurmak zorundaydık. Benim jenerasyonum daha başka, şimdi Z kuşağı dediğimiz jenerasyon daha başka, bu farkları yakalamak lazım. O yüzden ben mesai arkadaşlarımın yaş gruplarını seçerken her yaş kitlesine hitap edebilecek şekilde kadroyu oluşturuyorum. Z kuşağına hitap edebilecek bir mesai arkadaşım da var, Y kuşağına ya da X kuşağına hitap edebilecek bir mesai arkadaşım da var. Değişime ayak uydurmak çok önemli, işte şimdi sosyal medyanın gücü diyoruz ben profesyonel olarak bir ajansla çalışıyorum. Instagram’da “Siemens Burdur” diye bir sayfamız var. Aylık bir bütçe belirliyoruz ve o bütçede Burdur ve yakın illerdeki lokasyonları alarak sponsorlu çıkıyoruz. Elbette tüketici ilk olarak bize fiyattan dolayı geliyor ama siz doğru hizmeti vermezseniz istediğiniz kadar uygun fiyata verin, tüketici size ikinci kez gelmez. Benim hiç yüzünü görmediğim ve tanımadığım başka şehirlerde müşterilerimiz var ve bizi tavsiye ediyorlar. Doğru fiyat dediğimizde her zaman en ucuzu değiliz ama her zaman en iyi hizmeti vereniz ve söz verdiğimiz tarihte söz verdiğimiz şekilde ürünü, hizmeti verdiğimiz için bizden alışveriş yapmaya devam ediyorlar. Şu anki hedefim, bu portföyü sabit tutup dahada genişletebilmek.

Her tüketici ayrı bir hikâye, her tüketicide ayrı veri ve sürprizler var. Şunu söyleyebilirim Siemens’in pahalı ve ulaşılmaz bir algısı var, bu güzel bir şey. Apple markasının da böyle bir algısı var ama insanlar Apple kullanmaktan imtina etmiyorlar, fiyat ne olursa olsun o markaya talep sürekli devam ediyor. Biz zaten mağazalarımızda bu premium algını oluşturmak istiyoruz ve oluşturduğumuzu da düşünüyorum. Tüketici kapıdan geçerken şöyle bir bakıp “Siemens pahalıdır acaba içeri girsek mi, girmesek mi?” diye, kendi aralarında böyle küçük küçük konuşuyorlar. Bizim burada bir buzdolabını anlatımımız en az 30 dakikadır, otuz dakika boyunca biz tüketiciye buzdolabını anlatırız. Tüketiciye parayı ödetebilirsiniz siz 50 bin liralık bir buzdolabını da satabilirsiniz. İkna etmek şudur neye para verdiğini bilmesi gerekiyor. Biz esasında Burdur da bunu yapıyoruz, neden bu ürüne bu parayı vermeli, kendi kazanımları ne olacak bunu anlattığınız zaman zaten tüketici ürünü satın alıyor. Biz her zaman öncelikle Siemens markasını anlatıyoruz, Siemens’i biliyor mu? Almanya’nın bir numaralı beyaz eşya markası olduğunu biliyor mu? Avrupa’da Pazar lideri olduğunu biliyor mu? Daha sonra hangi ihtiyacı var ihtiyacı ile ilgili sorular sorarak en doğru ürünü ama her zaman en pahalı ürün değil onun ihtiyacını karşılayacak ürün ne? Bunu belirliyoruz. Bunu sattıktan sonra tüketicinin yüzündeki gülümseme ve aldığı haz bize yetiyor zaten. Örneğin 5 sene önce pandemiden önceydi hiç daha bulaşık makinası kullanmamış 65 yaşında bir teyze vardı ona bulaşık makinasını sattığımızda o yüzündeki mutluluk paha biçilmezdi. Elbette para kazanacağız ama işi keyifli kılan kısım bu bence, o yüzündeki tebessüm. Marka doğru, doğru insanlarla da çalıştığınızda başarı geliyor.

Biz mağazada 3 gün muffin organizasyonu yapıyoruz bunu sosyal medyada duyuruyoruz, Siemens’in Ankastre fırınında Pazartesi- Çarşamba-Cuma muffin pişiriyoruz ve Siemens’in tam otomatik kahve makinasından tüketicimize 32 farklı çeşit dünya kahvesini ikram ediyoruz. İlla alışveriş yapsın ya da yapmasın önemli değil ama bizim mağazamıza gelen tüketiciler o kek ve kahve konusunu duyuyor, hayalinde o makinayı alabilmek ama bunu deneyimledikten sonra zaten bu ürüne bir şekilde ulaşıyor. O yüzden diyorum ben deneyim mağazacılığı yapıyorum.    

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*