Klimasan olarak önceliğimiz, iş ortaklarımızın beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda çözümler oluşturabilmek

“İçecek, dondurma, gıda, perakende ve market sektörlerinde, önde gelen markalara küresel ve bölgesel bazda hizmet veren firmamız, farklı müşteri ihtiyaçları ve pazar gereksinimlerini karşılamak üzere tasarladığı ve üretimini yaptığı birçok ürününün yanı sıra talepler doğrultusunda geliştirdiği özel çözümleri de iş ortaklarına sunmakta.”

Klimasan Yurtiçi Satış Müdürü Erdinç KURDOĞLU

Türkiye’nin en köklü markalarından  biri olarak Şenocak, 1915 yılında kuruluyor. Markanın kısaca tarihinden bahseder misiniz?

Türkiye’nin yüzyıllık bir geçmişe sahip çok az markasından biri olan Şenocak markasının hikayesini anlatmak bize keyif ve gurur veriyor. Aslında Şenocak soğutucu markası olmasının yanında, 1915 yılından beri ticaret hayatının içinde olan köklü bir aileyi de temsil ediyor. Macera, kurucu Mehmet Alim Şenocak’ın İzmir’de Kemeraltı’nda açtığı küçük bir dükkanla başlıyor. Orada tamirat, gaz ocağı ve hatta o dönem için ihtiyaç olan gramofon iğnesi gibi ürünler tedarik edilirken, beyaz eşya işine giriliyor. 1931 yılında ilk defa yurt dışından 7 tane buzdolabı getiriliyor ve o zaman için dükkânda yer olmadığından bir tane buzdolabı eve konuluyor. O günlerde evlerde genel olarak tel dolap kullanılıyor ve gıdaları uzun süre saklamak mümkün değil. Hatta “Benim tel dolabım var.” Deyip muhalefet eden büyükannemiz son dolap da dükkânda satılmak istenince “Benim cesedimi çiğnemeden buzdolabını alamazsınız” diye karşılık veriyor ve bu ürünün ev hanımları tarafından talep görecek bir ürün olduğu anlaşılıyor. 1940’lı yıllarda Sabahattin ve İsmet Şenocak baba mesleğini devralıp şirketi büyütüyor. 1950’lerde küçük bir atölyede üretime başlanıyor ve tabi bu, o güne kadar üretilen ilk ticari buzdolabı. Şenocak böylece Türkiye’de üretilen ilk ticari buzdolabının markası haline geliyor.

Klimasan A.Ş’nin kurulması da hemen bundan sonra değil mi? Şirketin de bugüne kadar geçtiği süreçleri de alabilir miyiz sizden?

Şenocak Ailesi kurumsal olarak bu sektörde sürekli olmak amacıyla 1969 yılında Klimasan A.Ş.’yi kuruyor. Türkiye’nin ilk ticari tip soğutucu üreticisi olan firmamız üretici olarak ticari hayatına devam etmek için ilk yatırımı olan İzmir Balçova’daki tesis yetersiz gelmeye başladığında, önce Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni tesisine taşınıyor. Marka ve ürünlerine olan yoğun ilgi giderek arttığından, bu büyüme yeni yatırımları ve kapasite artışını da kaçınılmaz kılıyor. 2007 yılında Manisa Organize Bölgesi’ndeki 87 bin m2 alana kurulu, 40 bin m2 kapalı alana sahip yeni fabrikasına taşınıyor. Son 10 yılda yapılan ilave yatırımlarla kapalı fabrika alanı 65 bin m2’ye, yıllık üretim kapasitesi ise 800.000 adedin üzerine çıkıyor. Son olarak ileriye yönelik büyüme stratejileri dahilinde ilave tesis ve kapasite artışı için, tesisimize bitişik 53 bin m2 arsa yatırımı ile fabrika arazisi 140 bin m2’nin üzerine çıkmıştır. Klimasan olarak, değerli iş ortaklarımızın yoğun ilgisi paralelinde gerekli yatırımları gerçekleştirerek büyümemize devam etmeyi hedefliyoruz.

Geçtiğimiz yıl (2019) 25 Ekim’de Klimasan’ın kuruluşunun 50. yılını kutladık. Yurt içinden ve yurt dışından müşterilerimiz ve tedarikçilerimizin de katıldığı bir törende yeni tesisimizin açılışını yaptık. İş ortaklarımızla ve  yatırımcılarımızla güven tazeledik.7

Ticari tip soğutucu ve dondurucularda sektörün en önemli oyuncularından biri olarak ürün portföyünüzden bahseder misiniz?

İçecek, dondurma, gıda, perakende ve market sektörlerinde, önde gelen markalara küresel ve bölgesel bazda hizmet veren firmamız, farklı müşteri ihtiyaçları ve Pazar gereksinimlerini karşılamak üzere tasarladığı ve üretimini yaptığı birçok ürünün yanı sıra talepler doğrultusunda geliştirdiği özel çözümleri de iş ortaklarına sunmakta. Ürün gamımızda bulunan birçok farklı hacim ve özelliklerdeki market dolapları, tek, çift ve üç kapılı soğutucular ile sürgü camlı veya blok kapaklı derin dondurucu ve soğutucu dolap üretiminin yanı sıra, satış sonrası hizmetler konusunda da sahip olduğu etkin organizasyonla Türkiye’nin bu sektördeki en önemli şirketlerindendir.

Yaz ayları ile birlikte özellikle soğutucular ve derin donduruculara olan ilgi artmaya başlıyor. Sizin Şenocak olarak bu ürün grubunda sunduğunuz çözümleriniz nelerdir?

Şenocak olarak ev tipi A+ ve A++ enerji sınıfı blok kapaklı derin dondurucularda en geniş ürün gamına sahip markayız. Özellikle son yıllarda ister soğutucu ister dondurucu olarak kullanılabilen Dual modellerimiz ilgi görüyor. 150 litreden 500 litreye kadar A+ ve A+ Dual modeller, 200 litreden 400 litreye kadar ise A+ ve A++ Dual modeller olmak üzere 20’den fazla farklı modelde üretimimiz bulunuyor. Ayrıca yine ürün gamımızda bulunan çok farklı hacim, ebat ve özelliklerde çekmeceli tip dikey dondurucu da Şenocak kalite ve garantisi ile değerli müşterilerimize sunulmakta. Sektörde A+ ve A++ blok kapaklı derin dondurucularda 5 yıl garanti uygulamasını başlatan ilk firmayız. Bu süreyi özellikle Kurban Bayramı gibi belli zamanlarda 7 yıla çıkartmaktayız. Bu süre ürünlerimizin kalitesine olan güvenimizin bir parçasıdır.

Yurt içindeki çalışmalarınız dışında yurt dışında da önemli firmalarla iş birlikleriniz bulunuyor. Genel olarak ortaklıklarınız ve iş birliği yaptığınız alanlar ve firmalar hangileridir?

Klimasan olarak gıda, içecek ve perakende sektörlerindeki hemen tüm yerel ve küresel markalarla iş ortaklığımız söz konusu. Özellikle soğuk zincir ile teşhir ve satış yapması gereken tüm gıda ve meşrubat ürün gamı için soğutma çözümleri sunuyoruz. Bu sektörlerden bahsetmek gerekirse kolalı içecek, bira, su, süt ve süt ürünleri, her türlü meyve suyu, enerji içecekleri, perakende sektöründe süpermarketler, indirim marketleri, bakkal, kafe, restoran ve zincir fast food markaları arasında müşterilerimiz var.

Bu iş ortaklarımızla, ürün özelliklerinin geliştirilmesinden nihai kullanıcıların ihtiyaçlarına çözüm getirecek fonksiyonların uyarlanmasına hatta tasarımlarına kadar hemen her konuda iş birliği içerisindeyiz. Farklı pazarların farklı ihtiyaçları oluyor. Afrika’da elektrik kesintilerinde çalışmaya devam eden hibrit dolap talebi oluyor ise Anadolu’da ister dondurucu ister soğutucu olabilen geniş hacimli soğutucular isteniyor. Tüm bu taleplere cevap verebilecek teknik ve tedarik imkânımız var. Bu da bizi müşterilerimiz açısından tercih edilebilir yapıyor. Yurt içi perakende pazarda Şenocak markalı derin dondurucu ve soğutucularımızın nihai tüketicilere ulaşması için Seren DTM ile çalışıyoruz. Tüm Türkiye münhasır distribütörümüzle dayanıklı tüketim ürünleri bayilerimiz, endüstriyel mutfak ve lokal anahtar müşterilerimizin ürünlerimize erişimini mümkün kılıyor. Her yıl bayi toplantılarımızda bir araya geliyor, o yıl içindeki satış ve pazarlama stratejilerimizi paylaşıp bir sinerji ortaya koyuyoruz. Her yıl biraz daha büyüyor, daha yüksek hedeflere yürüyoruz. 2020 yılına da bayi toplantımızda duyurduğumuz “Birlikte Güçlüyüz” mottosuyla başladık, yıl sonunda önem verdiğimiz bu birliğimizi sağlamlaştırıp, gücümüzü toplayıp 2021 için çıtayı daha da yükseltmek istiyoruz.

Klimasan çevreci ve sosyal sorumluluk yaklaşımı ile de dikkat çeken bir firma. Bu alanlardaki çalışmalarınızı ve yaklaşımınızı anlatabilir misiniz?

Klimasan yıllar boyunca çevreci ürünlerde hep lider bir firma olmuştur. 20 yıl önce bile biz o dönemde çevreci R134a gazını standart olarak soğutucularımızda uygularken Avrupa’nın terk ettiği R22 gaz ile üretim yapan rakiplerimiz vardı. Bu ilerici kültürün günümüzdeki yansımasını görmek mümkün. Şöyle ki geçtiğimiz yıllarda hem enerji tasarrufu sağlayan hem de küresel ısınma potansiyeli (GWP değeri) daha düşük soğutucu gazlarda üretim yaptık. Hatta sektörün karbondioksit (CO2) soğutmalı teknoloji talebine cevap verdik. Dünyanın lider içecek ve gıda markaları için çözüm üretmek büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Kurumsal iş ortaklarımız yıl içinde bizden birçok teknik, çevresel ve sosyal kriteri yerine getirmemizi bekliyor. Markamızın küresel imajı yanı sıra onlarla iş birliğimizin sürekli olabilmesi biraz da buna bağlı. Özellikle yerel ve küresel hukukun gerektirdiği şartların şirketimizdeki uygulamaları ile bunlardan doğan sorumlulukları ne kadar yerine getirdiğimiz düzenli olarak raporlanıyor. Kurumsal sosyal sorumluluk gerekliliklerini bütünsel bir şekilde denetleyen ECOVADIS denetimi ise bunlar içinde en çok bilineni. Bu bağımsız organizasyon çevre, çalışan ve insan hakları, etik konular ve sürdürülebilir tedarik konularında değerlendirmeler yapıyor. 2013 yılından beri dahil olduğumuz bu değerlendirme sisteminde 2019 yılında gösterdiğimiz performans ile en başarılı %5 tedarikçi içinde yer aldık. Bunun sonucunda Altın Madalya (Gold Medal) ile ödüllendirildik. Sektörde bir ilk olması bizim için çok önemliydi. Bununla birlikte üniversite ve resmî kurumlarla iş birliklerimiz de devam  ediyor. Üniversiteler ve özellikle Manisa Organize Sanayi Bölgesi yönetimiyle insana yatırım yapan tüm sosyal projelerde yer almaya çalışıyoruz. Bunlardan en uzun soluklu olan ZEKİ Yaşam Merkezi. Açılımı Zihinsel Engelli Korumalı İşyeri olan bu uygulamada özel eğitim almış bireylerin topluma kazandırılması, onların iş ve meslek gelişimlerini desteklemek için istihdamlarının teşvikini amaçlıyor. Yine MOSB içinde bize tahsis edilmiş korumalı atölyemizde bu mesai arkadaşlarımız bize farklı üretim kademeleri için destek oluyor.

En son 2019 yılında UN Global Compact (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi) imzacısı olduk. İnsan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele gibi evrensel bildirgelere dayanan dört alanda 10 temel ilkeye ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uyumluluk için yapacaklarımızın taahhüdünü içeren bildirgeyi imzalayarak strateji ve faaliyetlerimizin merkezine bu 10 ilkeyi yerleştirdik.

Tasarım aşamasından üretime ve dağıtıma kadar tüm süreçlerde titizlikle çalışmalar yürütüyorsunuz. Bu aşamalarda şirket olarak nasıl bir strateji ile hareket ettiğinizi söyleyebilir misiniz?

Ürün tasarımından dağıtıma, satış sonrası hizmetlerden ürün yenilemeye kadar pek çok konuda faaliyet göstermekteyiz. Klimasan olarak öncelikle ele aldığımız konu iş ortaklarımızın beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda çözümler oluşturabilmek. Öncelikle beklenti ve ihtiyaçların tespitinden başlayarak en iyi çözümü ve hatta daha fazlasını nasıl sağlayabileceğimize odaklanıyoruz. Sadece istenen ürünleri sunmamız yeterli değil. Bu ürünlerin beklentinin üstünde performans göstermesi, sahada da problemsiz olarak kullanım sağlaması gerekiyor. Ana amaç, ürünlerimizin sorunsuz şekilde en yüksek faydayı maksimum sürelerde sağlaması. Bu doğrultuda yüksek kaliteli üretimin yanı sıra etkin bir satış sonrası hizmetler ağı da öncelikli konumuz. Ayrıca Yenileme Merkezimiz ile dolaplardan edinilecek faydayı maksimum süreye çıkarabilmek hatta ekonomik ömrünü doldurmuş dolapların değerlendirilebilmesi adına projelerimiz de var. Biz de bu yüzden bu süreci hayat döngüsüne atfen Life Cycle olarak tanımlayıp tasarımdan kullanıcıya tüm hizmetleri kapsayacak şekilde tasarladık. Bakım, onarım, yenileme ve değişim gibi kurumsal müşteri ihtiyaçlarına uygun bir şekilde organizasyonumuzu ve teknolojimizi yapılandırdık.

Covid-19 ile birlikte tüketicilerin evde geçirdiği süre arttı. Bu noktada derin dondurucuların önemi de bir kez daha öne çıktı. Sağlıklı ve uzun süre saklanabilecek ürünler, yiyecekler açısından değerlendirdiğinizde derin dondurucuların önemi nedir sizce?

Son yıllarda derin dondurucuya olan ilgi ve talep artarak devam etmekte. Özellikle sağlıklı beslenmeye yönelimin artması ile derin dondurucular daha da ön plana çıktı. Son pandemi ve karantina sürecinde bu yöndeki talepler daha da arttı. Sağlıklı beslenme ve hijyen konularındaki hassasiyetlerin önümüzdeki dönemde daha da öncelikli hale geleceği düşüncesindeyiz. Son gelişmelerle, insanların evde daha uzun süreler geçirdiği ve farklı ihtiyaçların farkına vardığı ya da öne çıktığı bir döneme şahit olduk. Yemek ve gıda konusu tüm insanların ilk önceliği oldu diyebiliriz. Karantina dönemi genel ve sürekli ihtiyaçların evde daha çok bulundurulması gerektiği yönünde farkındalığı da arttırdı. Taze gıdalar konusunda bunun uzun süreli olarak saklanabilmesi de ancak derin dondurucularla mümkün olabiliyor.

Önceden evdeki buzdolaplarının dondurucu bölmeleri kullanım için nispeten yeterli görülse de artık ayrı bir derin dondurucu evin mutlak ihtiyacı olarak değerlendiriliyor. Derin dondurucular artık daha fazla hane tarafından gerekli ihtiyaç listesine alınacak düşüncesindeyiz.  Uygun ebat ve özelliklerde bir derin dondurucunuz varsa bu gıdaların mevsiminde temini ve muhafazası, sağlıklı beslenmenin yanı sıra ekonomik olarak da bütçenize katkıda bulunuyor. Bunların haricinde, mevsimlik gıdalara istenen her an ulaşılabilmesi ise başka bir ayrıcalık. Bununla birlikte meyvelerin, evde hazırlanan yemeklik sebzelerin veya özellikle börek, mantı gibi pişmeye hazır hamur işlerinde de derin dondurucu ev hanımlarının vazgeçilmezi. Tabi derin dondurucudan bahsederken et ve et ürünlerinden bahsetmemek de olmaz. Gerek tavuk, balık ve hindi gibi beyaz et; gerekse kuzu, koyun ve dana gibi kırmızı et saklarken de derin dondurucu çok işlevsel. Evde yemek yapan kadınların, özellikle ailenin sağlıklı ve doğal beslenmesini isteyen annelerin elinin altındaki en büyük yardımcısı derin dondurucular olmaktadır.

Sizce beyaz eşya ve küçük ev aletleri üreticileri, özellikle salgınla birlikte değişen tüketici beklentilerine nasıl karşılık vermeli? Ar-Ge, tasarım, satış, pazarlama vb açılardan yeni dönemde sektörde sizce neler değişecek?

Gelecek dönemde ürün ve hizmet tasarımlarında daha müşteri merkezli bir trend bekliyoruz. Her ne kadar markalar bugüne kadar kullanıcıyı temele alan tasarımlar sunduğunu iddia etse de algıların ve beklentilerin değiştiği bir dönemdeyiz. Özellikle bizim sektörümüzde elle sayılır birkaç öne çıkan uygulama dışında bir örnek yoktu maalesef. Tasarım derken bunun içine ergonomi de giriyor müşterinin o markayla deneyimi sonrası hisleri de. Tüketiciye geçemeyen, ona fayda sağlamayan ve kısacası hayatına bir renk bir değer katmayan uygulamaların terk edileceğine inanıyoruz. E-ticaret temelli ekonomi, her ne kadar jenerik ürünlerde etkisini artırarak sürecekse de insana dokunup hayatının içinde olan ürünler için bunların deneyimlenmesi öne çıkacak.

Bu nedenle bizim satış/pazarlama tarafında öngörümüz mağazaların ürünlerin sergilendiği yerlerden ziyade artık bir tasarım ve deneyim merkezlerine dönüşeceği. İnsanlar mağazalara ürünüm evimde nasıl konumlanacak, hayatıma nasıl bir değer katacak diye bakacak. Yaşamını kolaylaştırmayan katma değerler için bir maliyete katlanmak istemeyecek. Tüketici onu düşünmeyen bir markaya da hayatında bir yer vermeyecek. Bunu sadece satın almak ve kullanmak olarak düşünmemek lazım. Bu nedenle bizim de Adana ve İzmir Karabağlar’daki mağazalarımızı deneyim merkezine dönüştürmek gibi bir hayalimiz vardı. Bu dönemin bu projemizi hızlandırmak ve hayata geçirmek için bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Tabi sektörde ortaya çıkacak dinamiklere ve trendlere göre de uygulamalar devreye alacağız.

Klimasan olarak önümüzdeki dönemde nasıl hareket edeceksiniz?

Öncelikle her şart altında müşteri beklentilerine odaklı yaklaşımımız artarak sürecek. Tabii ki salgından olumsuz etkilenmemek veya etkilerinin minimum seviyede kalması için üretim süreçlerinden satış sonrası hizmetlere kadar ki çalışmalarımızda elimizden gelen gayreti göstermeye ve gerekli tedbirleri almaya da devam edeceğiz. Daha önce de belirttiğimiz gibi uzun yıllardır sektörde olan bir marka olduğumuz için tedarikçilerimiz ve müşterilerimizle yakın temas halinde hızlı reaksiyonlarla çözüm üretmeye devam edeceğiz.

Sektörel olarak 2020’nin kalan dönemi için öngörüleriniz nelerdir?

Ülke olarak hep kriz tecrübemiz olduğundan bahsederiz. Doğrudur

da. Ancak küresel anlamda bir pandemi süreci ile oluşan bu kriz herkes için yeni bir deneyim oldu. Özellikle 2.çeyrek dönemin hemen tamamını kapsayan sürede piyasada ciddi bir durgunluk vardı. Haziran ayı itibariyle bir kıpırdanma başlasa da bunun ne şekilde devam edeceğini henüz kimse tam olarak tahmin edemiyor. Ama biz insanların tüm karar süreçlerinde artık daha tedbirli ve ekonomi odaklı düşüneceğine inanıyoruz. Bu durum onları kendilerine aynı faydayı sunan, ihtiyaçlarını karşılayan ve onu iyi hissettirerek sonuçta hayatına değer katan markaları tercih etmeye yönlendirecek. Biz ekonominin içinde bulunduğumuz yaz aylarında hareketleneceğini 3. Çeyrekten itibaren toparlanmanın başlayacağını ve yıl sonuna kadar da kayıpları telafi etmeyi planlıyoruz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*