Ticaret musluk gibidir, bazen damla damla, bazen gürül gürül akar

Ramazan Akçay - Akçay Grup / Diyarbakır

Öncelikle kısaca sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?

Güneydoğu’nun Paris’i olarak bilinen Diyarbakır’da dünyaya geldim. Ailem ticaretle uğraşıyor ve dededen, atadan bu yana bu alanda faaliyet gösteriyoruz. Toplamda 12 kardeşiz; 6 kız, 6 erkek. Bu nedenle ticaretin her yönünü yakından görme fırsatım oldu. Dedemizin mesleği 1952’de manifaturacılık ile başladı. 1992 yılında bayrağı dedem ve babamdan devraldım ve 1998 yılında şirketleşerek faaliyetlerimize devam ettik. Kardeşimle birlikte şirketimizi kurarak ticaretin içine atıldık. O dönemde imalat yapıyorduk. 1999-2000 yıllarında sanayi bölgesinde iplik üretimine de başladık. Ancak dönemin ekonomik zorlukları nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşadık ve bu üretimi kapatarak tekstil sektöründe faaliyet göstermeye devam etme kararı aldık. Ardından inşaat sektörüne adım attık ve ortaklarımızla birlikte başarılı konut ve plaza projelerine imza attık. 2015 yılında mobilya sektörüne girdik ve Mondi Home markamızın Diyarbakır il bayiliğini alarak şubeleşmeye başladık. 2015-2020 yılları arasında toplamda 5 şube açtık. 2020 yılında Bosch ile tanıştık ve mobilyada eksik gördüğümüz, kombin olarak tabir edilen beyaz eşya ürün grubunu portföyümüze ekledik. Bu strateji bize yeni bir yol haritası çizdi ve Bosch ile başladık. İlk yılımızda bir mağaza açtık, ikinci yılda ikinci mağazayı, üçüncü yılda ise üçüncü mağazayı açtık. Şu anda beşinci yılımızdayız ve beşinci mağazamızı da açtık. İşlerimiz çok iyi gidiyor ve aynı zamanda inşaat projelerimiz de devam ediyor. 2024 yılında Diyarbakır’daki ilk açık AVM’yi tamamlayarak hizmete sunduk. Özel konut projelerimiz de sürüyor. AVM işletmeciliği, beyaz eşya, mobilya ve tekstil gibi farklı sektörlerde faaliyet göstermeye devam ediyoruz.

Mağazalarınızın özelliklerinden genel olarak bahseder misiniz?

Mağazalarımızın her biri ortalama 200 metrekare civarındadır. İki mağazamız AVM içerisinde yer alırken, diğer mağazalarımız çarşıda bulunmaktadır. Konum seçiminde, yüksek yaya trafiği olan, tüketicilerin yoğun ilgi gösterdiği ve pazarın aktif olduğu bölgelerde olmaya özen gösteriyoruz. Bazı yerlerde bu unsurlara biz de öncelik veriyoruz. Ticaret musluk gibidir, bazen damla damla, bazen gürül gürül akar Ramazan Akçay Akçay Grup / Diyarbakır Beyaz eşya mağazalarımızda toplamda 22 personelimiz çalışıyor. Ağırlıklı olarak kadın personel istihdam etmeye özen gösteriyoruz. Personelimiz, söylediklerimizi dikkatle dinleyip, başarı odaklı bir şekilde çalışıyor. Bu da bize başarıyı getiriyor. Erkek personel sayımız ise oldukça düşük; 22 personelden sadece 3’ü erkek, geri kalan 19’u kadın.

Bize bölgenizi ve çevrenizi tanıtır mısınız? Buradaki tüketici yapısından bahseder misiniz?

İklim olarak sıcak bir bölgede bulunuyoruz, bu nedenle ürün talepleri de buna bağlı olarak değişiyor. Özellikle XXL ve büyük ürünler tercih ediliyor. Ailelerin büyük olması, günlerin uzun, havaların ise sıcak olması bu tercihlerde etkili oluyor. Müşterilerimiz, genellikle buzdolaplarını büyük almayı tercih ediyorlar. Ayrıca, çeyiz olarak tabir edilen ürünlere de yoğun ilgi gösteriyorlar. Bölgedeki evlilik sayıları yüksek; çünkü ailelerin nüfusları genellikle kalabalık. Bu nedenle beyaz eşya ve mobilya, burada olmazsa olmaz ürünler arasında yer alıyor. Biz de mevsimsel olarak çeyiz ürünlerine ağırlık veriyoruz. Bosch da bu noktada bize önemli bir destek sağlıyor.

Tüketiciler neden sizi tercih ediyor?

1952 yılından bu yana süregelen bir ticaret geçmişine sahibiz ve sevilen bir aile ve grup olarak tanınıyoruz. Farklı sektörlerdeki faaliyetlerimiz sayesinde geniş bir tanınırlığa sahibiz. Çeyizlik ürün alan müşterilerimiz, genellikle ürünü hemen satın almak yerine alıp depolarda bekletiyorlar. Bu hizmeti de sunarak onlara güven veriyoruz. Müşterilerimiz, aldıkları ürünü zaman zaman kontrol etmek için mağazamıza gelerek emanetlerini tekrar görerek rahatlıyorlar. Biz asla fiyat odaklı çalışmıyoruz; önceliğimiz, müşterinin ihtiyacını doğru tespit etmek ve buna göre bilgi vermek. Bir müşteri ihtiyacı olduğunu fark eder, ancak hangi ürünü alacağı konusunda kararsız olabilir. Biz her detaya ve ayrıntıya dikkat ederek doğru yönlendirmeyi sağlıyoruz. Müşteri, ihtiyacını doğru şekilde anladığımızda, kendisini değerli hissediyor ve bu güven ilişkisini kurmuş oluyoruz. Biz de tam olarak bunu yapıyoruz.

Bosch markası size ne ifade ediyor?

Tek kelimeyle kalite aklıma geliyor. Eskiden kalite, yüksek fiyatlı ürünlerle özdeşleşmişti, ancak şimdi Bosch, yüksek kaliteyi uygun fiyatlarla sunabiliyor. Diğer markaların ürünleri zaman zaman bizim ürünlerimizden daha pahalı olabiliyor, ancak Bosch’un içinde Alman kalitesi var ve bu, ülkemizde herkes tarafından biliniyor ve takdir ediliyor. Örneğin, diğer bir markanın 20 servisi varken, Bosch’un sadece 2 servisi bulunuyor. Ancak Bosch ürünleri, genelde bozulmadığı için servis ihtiyacı da çok fazla olmuyor. Bu servisler yalnızca montaj için mevcut. Buradaki servislerimiz ise “para kazanamıyoruz” diye şikâyet ediyorlar. Bosch’un tercih edilmesinin en önemli sebeplerinden biri de bu.

Bosch yöneticileriyle aranız nasıl?

En alttaki arkadaştan en üstteki yöneticimize kadar herkes, bayiyi bir aile üyesi veya iş ortağı olarak görüyor. Zaman ve duruma göre çok doğru pozisyonlar belirliyorlar. Pandemi döneminde, aldıkları esnekliklerle bunu çok iyi bir şekilde gördük. Deprem döneminde de burada yaşanan ihtiyaçları karşılamak için bedelsiz ürünler bile sundular.

Sektörde yaşadığınız spesifik sorunlar genel olarak nelerdir? Bunlar için ne tür çözümler öneriyorsunuz?

Ticaretin içinde yaşayan bir ülkeyiz. Dünya kurulduğundan beri ticaret var ama hiçbir zaman tam istediğiniz şekilde olmaz. Ticaretin kendi kuralları vardır. Eğer bu kurallara uyumlu adımlar atarsanız ilerlersiniz, ancak bu kuralların dışına çıkarsanız veya onlara karşı gelirseniz, sizi yorar ve zamanla bıktırır. Piyasayı çok iyi okumanız gerekir. Böyle olduğunda, zamana göre doğru pozisyonlar belirleyebilirsiniz. Ayrıca, bir yerlerde ak akçeniz, kötü gün için birikiminiz olması gerekir. Bu birikime asla dokunmamalısınız. Deprem, hastalık gibi beklenmedik durumlar olabilir. Bu tür durumlar için çok iyi hazırlık yapmalı ve gerektiğinde kullanmalısınız. Bu kültür, bize babadan ve dededen miras kaldı. Her zaman kötü gün akçesi olmalı. Kendinizi güvende hissetmeniz gerekir. Aksi takdirde, önce panik yapar, sonra yanlış kararlar alırsınız. 1992’den bu yana ticaretin içerisindeyim. Birçok kriz gördüm ve bu kadar kriz atlattık ki artık bir kriz kalkanımız var. Bundan sonrasını az çok kestirebiliyoruz. Elinizdeki ürünü ne zaman, satamayacağınızı, alıcı bulamayacağınızı hissettiğinizde, bu bir krizdir. Ancak şu anda ülkemizde böyle bir durum söz konusu değil. Geçen yıla kadar bazı ürünler bile bulunamıyordu. Tüketicinin bunu nasıl aldığı bizi ilgilendirmiyor. Amerika’da bir mortgage krizi oldu, evler satılmadı, bankalar çöktü ve büyük bir kriz yaşandı. Bizde böyle bir durum yok.

Son dönemdeki ekonomik ve sosyal gelişmeler bölgedeki tüketicileri nasıl etkiliyor?

Ticaret dönem dönem farklılaşabilir. Bir musluk gibidir; bazen damla damla gelir ve bu sizi mutlu etmez. Bazen de gürül gürül akar. Ticaret de buna benzer. Yaşadığımız hayat tek düze bir hayat değildir; inişli çıkışlı, bazen sıkıntılı, bazen de güzel günlerle şekillenir. Eğer hayat tek düze olursa, tadı da çıkmaz. İşte bu, bize hayatın öğrettiklerindendir. Dünyanın her yerinde durum böyledir. Ticaret de hayat gibidir. Ticareti tek düze beklemek oldukça abestir. Bazı zamanlar düşüş yaşanacak, bazı zamanlar ise yükselme olacak. Ekonomik ve sosyal gelişmeler oldu, oluyor ve olacak. Biz de bu gelişmelere uygun hareket ediyoruz. Ben işimi gerçekten çok seviyorum. Ticaret hiçbir zaman bitmez; hayatın temeli üzerine kuruludur. Mutlaka alışveriş olacak. İnsanların birbirleriyle sosyalleşmesi için de bu şarttır.

Yeni nesil bir perakendeci olarak geçmişten günümüze nasıl bir değişiklik oldu? Bu konudaki tecrübelerinizden bahseder misiniz? Perakendecilik nereye doğru evriliyor?

Şu anda dijital ticaret dediğimiz bir olgu var. İnternet üzerinden her şey satılıyor ve ben de bu alanda faaliyet gösteriyorum. Ancak bir eksiklik hissediyorum, çünkü dijital ticarette iletişim yok, bereketi yok. Bir mağazadaki insanlarla frekansa girmem gerekiyor. Uzmanlar da diyor ki, günde 4 saatten fazla ekrana bakmayın. Bizim yaradılışımız hareket etmeye, yüz yüze etkileşimde bulunmaya dayanıyor. Bu görüşmeyi online da yapabilirdik, ama kesinlikle bu havayı yakalayamazdık. Perakendecilik de tam olarak budur. İnsanların zorunlu ihtiyaçları vardır, ama en büyük ihtiyaçları ruhsal ihtiyaçlardır; yani sosyalleşmek. Bu yüzden interneti çok uzun vadede sürdürülebilir görmüyorum. Bazı sektörlerde devam edecek, ancak iş, eninde sonunda aslına dönecek.

Sektördeki hedefiniz nedir?

Beyaz eşya sektörü, hiçbir zaman yok olmayacak bir sektördür. İnsanlar var oldukça, bu sektör de var olmaya devam edecektir. Beyaz eşya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Doğru bir marka ile çalışmanın sağladığı özgüvenle, bölgemizde ürünlerimizi tüketicilere daha iyi bir şekilde sunup, daha iyi bir konuma gelmek istiyoruz. Bunun yanı sıra, şubeleşmeyi hedefliyor ve istihdam sayımızı artırmayı planlıyoruz. Sonuçta, gençlerimize el uzatacak olan bizleriz; onları istihdam etmeliyiz. Daha iyi iş yerleri açmamız gerekiyor. Beyaz eşya sektörünün önü çok açık. Çok iyi mühendisler ve tasarımcılarımız var. Zamanın ve ihtiyacın gerektirdiği şekilde, bizim için ürünler üretiyorlar. Bizim fikirlerimizi de alıyorlar. Ürünü tanıyıp, sevip, anlatıp müşteriye aktarma konusunda hiçbir sıkıntımız yok.

Sizi manevi olarak motive eden şeyler nelerdir?

Yaratılış amacımızı yakalayabildiğimizde, işler daha kolay hale geliyor. Biz doğru olacağız, dürüst olacağız, kimseyi aldatmayacağız ve aldanmayacağız. Mümkün olduğunca insanımıza, vatanımıza ve ülkemize hizmet edeceğiz. Faydalı olabileceğimiz noktalara odaklanacağız. Doğduk, büyüdük, yaşlanacağız ve bir gün öleceğiz. Biz bu dünyaya boş gelmedik, boş da gitmeyeceğiz. Burada, sepetimize ne dolduracağımıza bakacağız. En azından 160 aileye dokunabildiğimiz bir yapımız var. Böyle bir topluluğun hayır duasını almak, bizim için yeterli.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*