Ürünlerimizi robotlar yapar ama robotlar satamaz

A. Ali Demirörs / Antalya Siemens Bayi Demirörs Ltd. Şti

Firmanızın kuruluş hikayesini anlatır mısınız?

Profesyonel çalışma hayatına 2000’li yılların başında Braun markasında bayi yöneticisi olarak başladım. Ardından 10 yıl boyunca Fakir Ev Aletleri firmasında görev yaptım ve daha sonra Arzum Ev Aletleri’ne geçiş yaptım. Çocuklarımızın olmasıyla eşimle birlikte daha yerleşik bir hayat tercih edince Siemens markasının Antalya bayisi oldum. Siemens bayiliğine ilk olarak Konyaaltı’daki mağazamızda daha küçük bir metrekarede başladım. Daha sonra Konyaaltı mağazamızın hemen yanındaki büyük bir mağazanın boşalmasıyla oraya taşındık. Hala merkezimiz orada bulunuyor. Yaklaşık 2-2,5 yıl sonra da bu şubemizi açtık. Şu anda yaklaşık 7 yıldır Siemens bayisi olarak hizmet veriyoruz.

Neden Simens bayiliğini tercih ettiniz?

Bsh bayisi olarak ve Bsh’ın içindede Siemens bayisi olarak ticaret hayatına başladım, profosyonel hayatta çalıştığım tüm şirketler sektörün premium segmentindeki firmalardı ve bayi seçerken bende hep premium mağazaları bayi yapmak hedefiyle seçerdim.

Siemens markası benim gözümde hep premium bir markaydı bayilik alırkende bu konuya dikkat ettim. Gerçekten de Siemens markası Türkiyede farklı bir konumda duruş sergiliyor seçkin bir kitleye hitap ediyor, yanlış anlaşılmasın lütfen, bu kesinlikle bir müşteri seçme yada bütçe seçme durumu değil. Ürünlerin teknolojisi ile, dayanıklılığı ile,inovasyonu ile  tam bir Alman ekolünü ve Alman çizgisini yansıtan sevdiğim bir markaydı. Ben de Siemens  bayiliğini göğsümü gere gere tam yedi yıldan bu yana yapıyorum.  

Hem ürünün özellikleri, hem şirketin özellikleri hemde şirketin yöneticileri sizin bu markayı seçmenize bir şekilde vesile oldu sanırım?

Barış Karakoç bey sağ olsun. O yıllarda Bölge Satış Yöneticisi şimdilerde ise Bölge Alan yöneticimiz olan Barış bey benim zaten profesyonel hayattan sevdiğim bir arkadaşımdı. Onunla görüştük,  konuyu ilk paylaştığımda neden olmasın dedi. Daha sonra mağaza anlamında birkaç yer gösterdik ancak doğru nokta ve lokasyonda olması için pek beğenmediler ,birkaç ay böyle  boş geçti, sonra bir gün Barış bey beni aradı dedi ki;  “Hani biz size bazı noktalar için sana olmaz dedik bir kaç kere. Sen kırıldın mı bana?”Sonra dedi ki, “Konyaaltı Uncalı da bir bayimiz mağazasını devretmek istiyor, düşünürmüsün” dedi ?Bende “bir bakıyım” dedim ve gittim mağazayı gördüm. Küçük çok dar cepheli ince uzun bir mağazaydı, sonra bölgedeki diğer  markaları gördüm ve  karar verdim “hayırlı olsun” dedim ve böylece şirketimizi ve mağazamızı kurmuş olduk. İlk olarak  mali müşavirimizle oturduk. Ne kadar ciro yaparsam, ne kadar vergi çıkar,bunların hepisini ince ince hesaplarını yaptık. Çünkü profesyonel hayattan gelince de biraz daha fazla inceleyip sık dokuyor insan.

Şimdilerde ise; Siemens Satış Direktörümüz Hakan Sultar, Bölge Müdürümüz Serhan Çokal, Alan Yöneticimiz Barış Karakoç ve Bölge Satış Yöneticlerimiz Serkan Bey ve Sinan bey ile enerjimizi yüksek tutarak takım çalışması ile markamız ve mağazalarımız için beraber çalışıyoruz.

Profesyonel hayatla, şu an yapmış olduğumuz bayilik arasında  yani masanın bu tarafıyla o tarafını bilen bir kişi olarak aradaki farkı bize anlatır mısınız?

Açık konuşayım masanın aslında iki tarafı da çok zor. Masanın karşı tarafı yani profesyonel hayatta yönetmeniz gereken büyük bir iş var. Birilerinin adına o işi yönetiyorsunuz? Ama yönettiğiniz kişilere de, hitap ettiğiniz bayi noktalarına da yanlış yapmamanız gerekiyor. Ben her zaman profesyonel hayatımda kalemi doğru tutmaya çalıştım. Çalıştığım firmaların kılıcını hep doğru salladım. Bayinin ve firmamın hakkını birbirine yedirmemekten yanaydım çünkü para her zaman kazanılır ama sokaktan geçerken karşıdan geldiğinde kaldırımı değiştiremiyorsan bu en büyük kazançtır. Yani o anlamda ben çok mutluyum ama şimdi işin bayi tarafından bakıncada şahsen yıllarca bayiden  gördüğümüz o defansı bazen benim yapmam, o topu bazen benim istoplaman, hesabını kitabını daha iyi yapman  gerekiyor.Çok kolay bir iş değil. Dayanıklı tüketim sektörü kesinlikle sadece bir mağazacılık değil, bir bütçeyi doğru yönetme işi. Tüketiciye ürünü en ince ayrıntısına kadar anlatabilmek ve sonuçta onu ikna etmem lazım. Ben hiçbir mağazamda müşterim rakip markayı telaffuz etse bile ben asla ona bir laf söylemem. Çünkü her ürün kendi çapında kendi fiyatında iyi bir üründür. Ben müşterimin söylediği ürün ve markaya göre farklılıklarımızı sunmaya çalışırım ki onu ikna edebileyim. Yeri gelir kampanya fiyatımla yeri gelir ürün özelliklerimle, teknolojimle ve inovasyonumla ön plana çıkmaya çalışırım. Bulunduğum marka, açık söyleyeyim inovasyona çok açık yeni teknolojiyi ve yazılımı çok iyi kullanabiliyor. Kesinlikle “gelecek evinizde” sloganını çok iyi yansıtan ve gençliğe çok iyi hitap eden bir marka.

Türketicisinin Siemens markasına bakış açısı nasıl? Bu anlamda günümüz tüketicisini değerlendirir misiniz?

Aslında pazarda markaların fiyatları birbirlerine teknolojik gelişmelerden dolayı çok yaklaştı burada tüketici de artık şöyle bakıyor. Bir ürünü; buzdolabı, çamaşır makinesı,

Bulaşık makinesı,ankastre set ya da bizim mağazamızdaki herhangi bir ürünü almayı planladığınıda bütçesini yönetmeye çalışıyor bunu yaparken alabildiğinin en iyisini almaya çalışıyor ve tüketici artık çok daha farklı bir alışveriş sistemini deniyor. Daha önceleri müşteri  “benim param var, Siemens’ten başka mağazaya girmem”  ya da “benim bütçem kısıtlı (x) markaya gideyim, Siemens bana uymayabilir” düşüncesi yerine, xyz tüm markaları dolaşarak karar vermeye çalışıyor. Burada tabii ki öncelik muhakkak bütçedir ama kendini zorlayarak bence alabildiğinin en iyisini almaya çalışıyor tüketici.

Siemens’te zaten emin olun ki kendi firma kar marjından bayi ile  beraber tüketiciye inmek için çok ciddi uğraşıyor.Tüketici “Siemens kullanmak istiyorum”diyor onlara Siemens teknolojisini anlatıyorsunuz, hayran kalıyor. Siemens sonuçta Almanya’nın bir numaralı beyaz eşya markası. Araştırmalar, rakamlar, istatistikler hep onu gösteriyor. Tüketicide Siemens’e yönelme  eğilimi var.

Mağaza olarak tüketiciye sunduğunuz farklılıklar neler?Mağazanızın özelliklerinden bahseder misiniz?

Bu mağazamız deneyim mağazası olarak nitelendirilen konseptteki bir mağaza, diğer mağazamızda bir önceki konsepte yer alan bir başka mağaza. Burada tüketicimizin deneyimleyebileceği her ürünü kullandırmaya çalışıyoruz. Ürün özelliklerini makineyi çalıştırarak göstermeye gayret ediyoruz. Gerçekten bir katalog edasında ürünü anlatarak satmaya çalışıyoruz. Bazen müşterinin düşündüğünün dışında hayal ettirmeye çalışıyoruz ama hayal ederken de ürüne dokunuyor ve kullanıyor. Açtığında buzdolabının ışığının yandığını görüyor. Çamaşır makinesını açtığımda panelin geldiğini görüyor vs. Tüm ürünleri orada canlı anlatıyoruz. Bizim herşeyden önce amacımız şu, para her zaman kazanılır ama biz dostluk satın almayı tercih ediyoruz. Yani bugün siz benim mağazama gelip herhangi bir ürünün alırken bir samimiyet kuruyorsanız, siz bir sonraki üründe yine gelmeyi tercih ediyorsunuz. Daha önce ürün almış kullanmış ve memnun kalmış müşterilerimizin referansları ile gelen  yeni müşterilerimiz var

X kişinin selamıyla geldim” diyorlar, bu bizi çok mutlu ediyor. Siz ne derseniz doğrudur, ben onu alayım diyen müşteri dostlarımız var sağ olsunlar.

Ben özellikle her iki mağazamda da hem şahsım hem eşim Candan Demirörs ve çalışanlarımız kapıdan gelen misafirimizin psikolojisini ve ihtiyaçlarını tam olarak anlamaya çalışıyoruz. İhtiyacının dışında ona başka bir ürün sunmak ve kullanmayacağı bir özelliğe para vermesini istemiyoruz.  Müşterinin bütçesine göre hareket etmeye ve fikir vererek bazen düşündüğünün daha üstüne yürümeye çalışıyoruz. Benim amacım müşterime en pahalı ürünü satayım deyip kullanılmayacaksa o özelliğe o parayı vermesin. O parayı başka bir yerde değerlendirir mantığıyla  yaklaşıyoruz aslında biraz da onun için Demirörs olduk.

Fener mağazamız metrekare anlamında Siemensin Antalyada ki en büyük mağazası. Biz de metrekareleri  ürün çeşitliliği ile dolu olarak tutmaya çalışıyoruz. Gelen müşterimize en iyi ikramı ve en iyi sohbeti vermeye çalışıyoruz. Onlar buradan mutlu ayrılınca doğal olarak biz de mutlu oluyoruz. Sonuçta bir satış, bir ciro ve bir kâr elde ediyoruz.

Bu sektörde ve bu işlerinizde hedefiniz nedir?

Sağlığım elverdiği sürece bu işi zaten yaparım. Eşimle geçenlerde konuşurken sektörde vefat eden bir abimiz örnek vererek “bak bizde galiba çalışarak ölürüz” tarzında bir konuşma yapmıştık. Bende eşimde öyle kendimizi inzivaya çekelim, boş duralım niteliğinde bir insan değiliz pazar günü bile 6 buçukta uyanan bir insanım. Amacım tabii ki bu sektörün perakendecilik ayağını en iyi şekilde devam ettirmek. Herkesin bir hayali vardır gönlünde bir aslan yatar. Benim her zaman firmalarda çalışmamdan kaynaklı bir şey üretme hayalim var ama bugünkü teknolojide ve maliyetlerde ne kadar doğru olacak, ne kadar yapabiliriz bilmiyorum ama benim amacım yaptığım işin en iyisini yapmak ve bir şey üretmek. Çocuklarımında yaptığım işi benimsemesini isterim.

Bu sektörde genel anlamda yaşadığınız sorunlar işinize yansıyan olumsuzluklar nelerdir ve bunların düzelmesi için önereceğiniz  var mıdır?

Sektör pandemi ile başlayan bir tedarik, bir üretim problemi yaşandı ve hala yaşanıyor. Her firma kendi çapında bazı önlemler alıyor. Dönem dönem ulaşamadığımız ürünler ve ulaşamadığımız müşteriler oldu. Sektörün genel bir sorunu, özellikle kalifiye eleman bulma konusunda yaşanan zorluklar.

Kesinlikle, sektörün daha fazla kalifiye eleman yetiştirebilmesi için eğitim kurumlarının ve ana firmaların işbirliği yapması önemlidir. Özellikle perakendecilik gibi özelleşmiş alanlarda meslek okulları, üniversiteler veya meslek liseleri, öğrencilere sektörün gereksinimlerine uygun bir eğitim sunmak amacıyla ilgili departmanları kurabilir veya mevcut programlarını güncelleyebilirler.

Ana firmalar, eğitim kurumlarına destek sağlayarak staj imkanları, uygulamalı eğitim programları veya öğrencilere işe alım fırsatları sunarak bu işbirliğini destekleyebilirler. Bu şekilde, öğrenciler iş dünyasına daha hazır ve donanımlı bir şekilde adım atabilirler ve sektörün kalifiye eleman ihtiyacı karşılanabilir.

Ayrıca, sektör dernekleri veya ticaret odaları gibi kuruluşlar da bu işbirliğini teşvik edebilir ve sektördeki eğitim programlarını destekleyebilirler. Bu sayede, sektörün gelecekteki ihtiyaçlarına uygun nitelikli çalışanlar yetiştirme konusunda daha etkili bir yol izlenebilir. Bana göre kalifiye eleman sıkıntımız her geçen gün artıyor. Bu tüm hizmet sektöründen perakendeciliğe, imalatçıya kadar herkeste bu sorun mevcut . Bizim için çok büyük bir sorun bu, çok zorlanıyoruz, Kalifiye eleman konusuna çok önem  vermeniz gerekiyor. Bizim ürünlerimizi robotlar yapar ama robotlar satamaz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*