Merve elektronik olarak tarihçesinden bahseder misiniz?
Merve Elektronik, babadan oğluna geçen bir firma. 1997 yılında, Burdur’un Bucak ilçesinden Antalya’ya göç ettik. İlk Bosch mağazamızı, 1997 yılında Dokuma’da Kepez şubesi olarak açtık. O zamanlar işler daha zordu çünkü şu anki dağıtım firmaları ve lojistik firmaları yoktu. Sadece bir aracımız vardı ve ürünleri bu araçla taşırdık. 13-14 yaşlarındaydım, bu süreçte okuldan fırsat buldukça babama yardım etmek için devamlı dükkana gelirdim. 20 yaşında askere gittim ve 22 yaşında askerlikten dönüşümün ardından evlendim. Şimdiye kadar, bu sektörde tam 20 yıl geçirdim. Anadolu lisesini bitirdim ve üniversiteye gitmek yerine ticarete atılmaya karar verdim çünkü ticareti çok seviyordum.Antalya’da 27 senedir bu sektörde faaliyet gösteriyoruz. Ben ise 20 yıldır bu işi yapıyorum ve işi babamdan devraldım. İlk başladığımızda sadece tek bir mağazamız vardı, ardından ikinci ve üçüncü şubeleri açtık.
Antalya’nın en büyüğü olmak gibi büyük bir hayalim vardı. Bu, çok büyük bir mağaza açma hayaliydi. O dönemde direktörümüz İhsan Kara vardı. İhsan bey, bu işe ön ayak oldu ve mağazayı gördü. İlk olarak, yan tarafta bir Arçelik mağazası açıldı. Şu anda bulunduğumuz dükkan boştu. Her akşam önünden geçerken, bu mağazanın işe yarayacağını düşünüyordum. Mağaza oldukça büyük, toplamda 2.000 metrekare alanı var ve 1.500 metrekarelik bir teşhir alanı bulunuyor. Antalya’nın ve Türkiye’nin en büyük Bosch mağazasını açmak gibi bir hayalim vardı ve bu hayalim 3 ay içinde gerçekleşti. Tadilatı kolay olmadı, ancak bu hayalimi gerçekleştirmek benim için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı oldu.”
Neden büyük bir mağaza açmak istediniz,tüketicinize ne tür farklılıklar sunuyorsunuz
Müşterilerimiz mağazamıza geldiklerinde ürünleri deneyebilirler. Süpürgelerini, çamaşır makinelerini, buzdolaplarını açıp inceleyebilirler. Ayrıca, haftanın 3 günü burada börek ve çörekler yapıyoruz ve bu lezzetleri müşterilerimize ikram ediyoruz. Ayrıca, düzenli olarak etkinlikler ve workshoplar gerçekleştiriyoruz.
Müşterilerimizin rahat alışveriş yapabilmeleri için bir çocuk oyun alanımız var. Bu alanda çocuklar tabletlerimizde oyun oynayabilirken, ebeveynler rahatlıkla alışveriş yapabilirler. Amacımız, müşterilerimizin sadece ürünleri hemen alıp gitmelerini değil, mağazamızda vakit geçirmelerini sağlamak. Onlara kahve içme ve rahatlıkla gezebilme fırsatı sunarak bağımlılık yaratmak ve sık sık mağazamıza gelmelerini sağlamak.
Mağazamızda geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Normalde diğer bayiler 15-20 dolap teşhir ederken biz 60 tane buzdolabı gibi büyük bir seçenek sunabiliyoruz. Ayrıca, Google’da “Bosch Antalya” yazıldığında reklamımız hemen görüntüleniyor, bu da müşteri akışımızı artırıyor. Hatta olumsuz bir yorum yazıldığında bile müşteriye hediye gönderiyoruz çünkü müşteri memnuniyetine büyük önem veriyoruz.
Servis bekleme süresini azaltmak için gerekirse ürün değişimini de hızlıca biz yapıyoruz. Haftanın bir gününü kadınlara yönelik özel workshoplar düzenliyor ve bu günlerde indirimli ürünler sunuyoruz. Kadınlar hem alışveriş yapabilir hem de canlı müzik eşliğinde keyifli bir şekilde vakit geçirebilirler,.Bu şekilde mağazamızı alışveriş merkezi haline getirmeye çalışıyoruz
Mağazanızda gerçekleştirdiğiniz bu farklılıklar size nasıl bir duygu yaratıyor
Perakendeciliği çok seviyorum ve Bosch markasına büyük bir bağlılık duyuyorum. Bugüne kadar başka hiçbir farklı marka bayiliği yapmadım. İşime olan aşkımı ve bağlılığımı sürdürüyorum. İşinizi sevdiğinizde, büyüme fırsatları kendiliğinden gelir, ancak gelişmek önemlidir. Çağa ayak uydurmak, işinizi rekabetçi tutmanız için gereklidir. Eski mağaza dizaynını yenilemek de dahil olmak üzere, değişime açık olmalısınız. Aksi takdirde, rekabet gücünüzü kaybedebilirsiniz.
Antalya’da “Biz Farklıyız” sloganını kullanıyoruz, bu bizim tek sloganımız. Bu slogan, müşterilerimize benzersiz bir deneyim sunmayı taahhüt ettiğimizi yansıtıyor. İşimizi sevgi ve tutkuyla yapmaya devam ederek başarılarımızı artırmak istiyoruz.
Tüketici bunu fark ediyor mu?
Mağaza personelimize profesyonel eğitimciler tarafından 3 ayda bir düzenli olarak eğitimler verdiriyoruz. Bu eğitimler arasında satış ve diksiyon eğitimleri gibi çeşitli konular bulunuyor. Müşteriler mağazamıza geldiklerinde, mağazamızın büyüklüğüne şaşırıyorlar. Birçok kişi, böyle büyük bir mağaza görmemiş olduğunu ifade ediyor. Müşteriler, mağazamızdan çıkmak istemiyorlar; içeri girdiklerinde hem zaman geçirmek hem de bir şeyler satın almak istiyorlar. Mağazamızda çocuk oyun alanları da bulunuyor ve bu, aileler için çekici bir unsur haline gelmiş durumda. Çocuklar bile, ebeveynlerine “Biz Merve’ye gitmek istiyoruz” diyorlar. Bu tür güzel deneyimler yaşamak gerçekten mutluluk verici. Ancak bu noktaya kolay gelmedik. İnanın bana, koca buzdolaplarını ve çamaşır makinelerini taşıdım. Eskiden evlerde hurdalar vardı, bu hurdaları personelimle birlikte evlerden alır gelirdik. Yani başarı adım adım, emek ve özveriyle geldi.
Marka yöneticilerinizle ilişkileriniz nasıl ve bundan sonraki hedefleriniz nedir ?
İlk hedefim, özellikle yeni gelişen bölgelerde mağaza sayısını artırmak. Yöneticilerimle aramız çok iyi, reklama büyük önem veriyoruz. BSH Antalya’da, sinemalar dahil olmak üzere tüm mecralarda reklamlarımızı veriyoruz. Google reklamlarına aylık olarak yatırım yapıyoruz. Antalya’da Bosch markasına büyük katkı sağladığımıza inanıyorum.Çünkü gerçekten müşterilere mükemmel bir hizmet sunuyoruz. Örneğin, 444 hattımız var ki bu başka hiçbir markada bulunmaz, bu hat aracılığıyla müşterilerimiz herhangi bir mağazayı arayabilir ve destek alabilirler. Bu, müşteri memnuniyetini artırmamıza büyük katkı sağlıyor.
Sektörde genel olarak yaşadığınız sorunlar nelerdir?
Büyük marketler ve internet kanalı bizi olumsuz yönde en çok etkileyen faktörler. Örneğin ben Antalyada hizmet veriyorum, bu mağazada 8-9 kişi çalışıyor, standart bir beyaz eşya bayisinde 2 veya 3 kişi çalışır. Bu kadar yükü çekiyoruz, bu kadar kiralar ödüyoruz, müşteri geliyor, hizmetimizi veriyoruz, yediriyoruz içiriyoruz. Müşteri bütün ürünlerin listesini alıyor, tamam diyor, gidiyor sonra internetten ya da büyük elektronik marketlerden bakıyor ve alışverişini oradan tamamlıyor. Büyük marketler toplu ürün satın aldığı için ve toplu anlaşması olduğu için bizden bir adım önde. Ayrıca bankalara çılgın komisyon paraları ödüyoruz sonuçta ödediğimiz bu paralar bizim kar marjından gidiyor. Yani aslında kartları bankalara değilde tedarikçi markalara ve firmalara çeksek ve bakiyemizden düşsek ne kadar iyi olur. Bazı küçük firmalar bunu yapabiliyor ama büyük markalar bunu şu an yapmıyor. Ben aylık %8 orana kadar varan komisyonlarda ve büyük meblalarda aylık kart çekiyorum, düşünün ne kadar çok masraf ödüyorum bu paraların hepsi kar marjımızdan bankalara komisyon olarak gidiyor.
Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntı ve yüksek enflasyon işinize olumlu yada olumsuz olarak nasıl etki ediyor?
Olumlu yanları ciroların artmış olması,olumsuz yanları ise daha çok. Örneğin müşteri bizden alışverişini yapıyor sonra düğüne kadar ürünler sizde kalsın, ben bunu bir sene sonra yada 2 sene sonra alacağım diyor, hayır diyoruz. Yani bunu yapamıyoruz, depo anlamında kullanmak istiyor bizi müşteri, eskiden bunu biz çok yapardık çeyizlik ürün benim için en sevdiğim üründü. Müşteri borcunu öder bir sene yada iki sene sonra gelir malını teslim alırdı ama şu anda işler değişti. Bir de Bosch’un verdiği hak edişler var montaj ve faturaya firma hakediş veriyor.Örneğin müşteri 100.000 TL ürün satın alıyor 6 ay sonra sizden ürünleri sizden teslim alacağım diyor, ancak 100.000 liralık ürün 6 ay sonra 150.000 TL yada 160.000 TL oluyor yerine koyamıyoruz dolayısı ile hakedişte alamıyoruz, Ben müşteriye diyorum ki “ ürünü hemen teslim alacaksanız ” Şu an çeyizlik ürün satmak intihar, gerçekten intihar, bir de senetle mal satmak problem. Biz önceden senet’e 3-5 yada 6 ay vade yapardık ancak şimdi sağlam müşterilere bile şu an vade yapamıyoruz, örneğin müşteri bir ürünü 50.000 liraya satın alıyor “ben bunun 10 bin 10 bin eşit taksitlerle beş ayda ödeyeceğim” diyor, ilk taksidi ödüyor 4 ay borcu kalıyor, 50 bin liralık ürün üçüncü taksitte 75.000 yada 80.000 TL oluyor bu bize çok büyük zarar veriyor. Bu çok büyük bir sıkıntı. Enflasyon her ay %10 oranında fiyat artışına sebep oluyor,artık mal satıp satmamak arasında bayiler çok kararsız, bizim bir bayi arkadaşımız var, diyor ki; “ İki sene boyunca bayiliği kapatsaydım ve iki sene sonra tekrar açsaydım daha kardaydım”. Çünkü çılgın zamlar geldi daha da devam edecek. Herkes bıktı, ayın biri ile onbeşi arasında işler rutin gidiyor 15 ile 30 arası hele ayın bitmesine 3-4 gün kala millet önümüzdeki ay zam gelecek diye mal almaya geliyor.
Her şeye rağmen mesleğimi seviyorum. Ben burada ofiste oturan bir adam değilim. Aşağıya inerim satışımı yaparım, diğer mağazalara giderim mesela bir mağazada öğlene kadar diğer mağazada öğleden sonra duruyorum. Sıcak satış yapmayı, müşterilerle muhatap olmayı çok seviyorum. Yani yeni yeni insanlar tanıyorsun. Ancak Antalya genelinde artık bir mağaza açayım müşteri bekleyeyim de satış yapayım artık çok zor.
Ben şu anda bu sektöre yeni giriyor olsam hiçbir çevrem olmasa ben bu işi yapmam. Çünkü karlılık çok az. 250 bini geçen bir müşteri datam var ve artık Antalya’da da tanınıyoruz. Tanındığınız için artık müşteri mağazaya gelmiyor, ya whatsapptan mesaj yolluyor veya arıyor. “Ürün kodları bunlar, sen malı gönder biz sana hemen havale yapalım” diyorlar, yani satış şekli çoğunlukla buna döndü. Yaptığımız ciroların %50 si bu şekilde.Yabancı müşterilerimizde oldukça fazla, özellikle Rus müşteriler benim için çok önemli.
Son olarak eklemek istedikleriniz neler olabilir?
Müşteri olmadan biz yokuz, müşteri memnuniyeti çok önemli. Bir de esnaflık önemli. Esnaf olacak insan, Allah razı olsun babamdan, beni esnaf olarak yetiştirdi. Herkes esnaf olamaz, çünkü bu işler esnaflıkla yürüyor. İnternet satışından nefret ediyorum müşterinle oturacaksın, sohbet edeceksin, çayını içeceksin hal hatır soracaksın. Malını teslim alan müşteri bir hafta sonra, “çay kahve içmeye geldim” diyor o bile beni mutluluk ediyor. Yani esnaflık çok farklı, Müşteriyle ilgilenen esnaf kazanıyor.
İlk yorum yapan olun