Micro Art Sanatçısı Hasan Kale: “Türk Kahvesi Micro Art ile bir araya geldi”

Türk kahvesi, Türkiye'nin ve daha geniş bir coğrafyanın kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Bu eşsiz içecek, yüzyıllardır Türk mutfağının ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmektedir ve kendine özgü bir ritüel ve sosyal deneyim sunar. Türk kahvesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze uzanan zengin bir geçmişe sahiptir. İlk kez 16. yüzyılda İstanbul'da popüler hale geldi ve daha sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde ve ötesinde yayıldı. Bu içeceğin popülerliği, Osmanlı İmparatorluğu'nun farklı kültürlerini ve topluluklarını bir araya getiren ve onların günlük yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Türk kahvesi sadece bir içecek değil, aynı zamanda sosyal bir etkileşim biçimidir. İnsanlar sık sık aileleriyle, arkadaşlarıyla veya iş arkadaşlarıyla buluşup Türk kahvesi içerler. Bu buluşmalar, sohbet etmek, hikayeler anlatmak ve gelenekleri paylaşmak için bir fırsat sunar. Türk kahvesinin dünyada markalaşması ve bir kültür öğesi olarak konumlandırılması için ortaya konan oluşumlardan biri de Amerika’da Turkish Coffee Lady Vakfı Kurucu Başkanı Gizem Şalcigil White, Murat Kolbaşı ve Mikro Sanat Ustası Hasan Kale ile birlikte yürütülüyor. Türk kahvesi kültürünün gastronomik değerinin arttırılması, etkili tanıtımının yapılarak kahve denilince akıllarda Türkiye çağrışımı yapması, ve ülkemizin marka değerine katkıda bulunulması amacıyla gerçekleştirilen bu oluşum hakkında detayları bu röportajlarımızda bulabilirsiniz.

Kısaca kendinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 

5 yaşında başlayan resim, fırça ve renk aşkını hedeflerini ve hayallerini yanına alarak bugünlere gelen yaptıkları ile sıra dışı olan bir sanatçıyım. Büyük tualler, minyatür sanatı derken, 96 yılının ortasında başlayan Micro Art küçük objeleri sanat kapsüllerine çevirerek dünyada yepyeni bir konuşma dili oluşturmak oldu hedefim. Geriye dönüp baktığımda birçok sergi, fuarlar farklı ülkeler ne kadar doğru bir karar vermişim. Tabi kahve ile yapılan sayısız eserler benim için keyif ve gurur.

“Kahve İle 100 Atatürk Eseri” çalışmanızdan bahseder misiniz? Proje nasıl başladı, nasıl ilerledi, nereden aklınıza geldi?

Uzun yıllardır kahve çekirdeklerini kullanıyordum. Kahve ile resimlerde yapıyordum. Turkish Coffee Lady yani Sayın Gizem Şalcıgil White 2019 yılında Amerika projesinde konuştuklarımızı hayata geçirmemizle birlikte yeni bir anlatım dili oluştu. Sanat ve kahve iş birliği malum araya pandemi girince ara vermiştik. 2021 yılında Türk kahvesi hikayesinin belgeselini çekip Amerika’nın değişik eyaletlerinde gösterimlere showlara ilgi büyük oldu, beğenildi. Daha fazla ağırlık verdik. O zamanlar oluşmuştu aslında 100 yıl projesi. Farklı bir şekilde sunmak, hatırlamak ve anlatmak üzere kahve ile yapılmış 100 Atatürk eseri. Aylar sürdü ve şimdi sergi sayesinde izleyici karşısında olacak. Şimdiden farklı eyaletlere teklifler gelmeye başladı bizi mutlu ediyor tabi ki. Amerika turumuz başlıyor. Washington ile başlıyor, Houston, Los Angeles, North Carolina, Newyork kesinleşenler. Turkish Coffee Lady vakfı desteğini hiç esirgemedi. Projelerimizi birlikte yapıyoruz zaten Gizem Hanıma teşekkür ederim.

Türk Kahvesi ile mikro-art sanatını buluşturma fikri nasıl doğdu?

Kahve ile sanat aslında vardı. Daha büyük boyutlarda icra ediliyordu. Ben belki de çok ufalttım fazla detay girdim. 1 cm hatta 0.5 mm kadar küçüldüm. Kahve ile yaptığım canlı performanslar çok ilgi gördü. Ve Türk kahvesinin tanıtımına boyut getirdi.

Önümüzdeki dönem için kahve özelinde yeni eser ya da çalışmalarınız olacak mı?

Evet yine ilginç bir proje gelecek. 5 Aralık dünya Türk Kahve gününü daha iyi duyurmak için sürprizlerimiz olacak. Önümüzdeki yıl Guinness Rekoru için başvurumuz olacak. Kısaca tüm hayal ettiklerimi hayata geçirmeye çalışıyorum, üretiyorum ve daha nicelerine olsun diyorum.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*