2022 yılında daha uzun vadeli bağlantı talepleri ve siparişler ile karşılaşacağız

SEM Ev Aletleri Satış ve Pazarlama Direktörü Mustafa Yayar

2021 yılı sonu itibarı ile yıllık satışlarınızı, pandemi sebebi ile tüketiciler nezdinde ortaya çıkan talep artışlarını ve kur artışı ile doğan fiyat istikrarsızlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Firma hedeflerimizin yakalanması adına yaptığımız çalışmaların sonuçlarını istenilen düzeyde almış bulunuyoruz. Pandemi boyunca, dünya adeta dev bir köy görünümüne bürünmüş, dünyanın her hangi bir yerinde meydana gelen bir politik ve ekonomik olay büyük – küçük, zengin – yoksul, güçlü-güçsüz tüm ülke ve bölgeleri etkiler hale gelmiştir. Hızla yayılan küreselleşme ülke ekonomilerini hem üretim hem de tüketim yönüyle derinden etkilemiştir. Bu etkileşimin en çarpıcı sonuçlarından birisi de toplumda her alanda dışa açılmayla birlikte rekabetin artması olmuştur. Artan rekabet ekonomik sistemde üretim sistemini ve tüketim alışkanlıklarını da değiştirmiştir. Günümüz tüketicileri tüketim tercihlerinde fiyat, kalite, ihtiyaca uygunluk, çevreye duyarlılık, hijyenik olmaya duyarlılık, satış sonrası hizmetler gibi unsurlara daha çok dikkat eder hale gelmişlerdir. Firmalar arasında pazarda fiyat rekabeti daha da artmıştır. Bu süreçte; dünya üzerinde göreceli olarak daha ucuz üretim faktörlerine sahip gelişmekte olan ülkeler bu avantajlarını kullanarak uluslararası piyasalarda yer edinmeye uğraşmış ve böylelikle ekonomik yönden gelişmelerini sağlamaya çalışmışlardır. Döviz kurlarındaki hızlı artış, ekonomiyi temelde iki yönden etkilemektedir. Bunlardan birincisi fiyat etkisi, ikincisi ise bilanço etkisidir. Bu iki etkinin enflasyon, cari işlemler dengesi ve ekonomideki büyüme üzerinde çeşitli yansımaları olmaktadır. Fiyat etkisi ithal mallarının fiyatını döviz cinsinden artırmakta, ihraç ürünlerinin de TL cinsinden fiyatlarını düşürmektedir. Fiyat etkisi enflasyonu olumsuz etkilerken, cari işlemler dengesini olumlu etkilemektedir. Kurların hızla yükseldiği dönemlerde şirketler 2022 yılında daha uzun vadeli bağlantı talepleri ve siparişler ile karşılaşacağız dövizde açık pozisyonda olmaları nedeni ile TL cinsinden daha fazla kaynak ayırarak vadesi gelen borçlarını ödemek amacıyla yatırımlara daha az kaynak ayırmaktadırlar. Bu durum ise ülkede üretimden, büyümeye ve işsizliğe kadar ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etiklerin yanında kurlardaki yükseliş ihracatı arttırırken ithalatı düşürecektir. Döviz kurlarındaki hızlı artış ekonomiye talep düşüşü olarak yansımaktadır. Ülke siyasi belirsizlik, yüksek döviz kuru, enflasyon baskısı, yatırım ertelemesi ve 2023 yılı seçim gündemiyle 2022 yılına gireceğiz. İşsizlik oranları yatırımlardaki düşüşe bağlı olarak artacaktır. Bu ekonomik durum dahilinde tüm enerjimizi yeni yılda ihracata ayırmayı planlıyoruz.

2022 yılında sizleri bekleyen fırsat ve tehditler nelerdir? Yeni yıldan genel olarak beklentileriniz nelerdir?

2022 yılına ilişkin Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir başka gelişme alanı, küresel tedarik zincirlerindeki yeniden yapılanma olacaktır. 2021 yılında Asya’ya olan bağımlılığın azaltılması, yakından tedarik, tedarik güvenliği ve tedarik çeşitlendirmesi gibi eğilimler güçlenmişti. Türkiye de bu eğilimlerden en çok yararlanan ülke olmuştur. Bu eğilimler 2022 yılında da devam edecektir. Tedarik zincirlerinde yeniden yapılanma, 2022 yılında kalıcı olarak tamamlanmış olacaktır. Türkiye rekabetçi tedarik ile 2022 yılında daha uzun vadeli bağlantı talepleri ve siparişler ile karşılaşacaktır. 2022 yılında beklenen tehditler yüksek enflasyon, işsizlik oranında yükseliş, daralan iç pazar talepleri. 2022 yılında yeni ilave yatırım üretimlerimizle satış adetlerimizde ihracat payını ciddi oranlarda yükseltmek, mevcut istihdam gücümüzü, üretim hareketliliğimizi kaybetmeden istikrarlı büyümeyi hedefliyoruz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*