Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer: “Kadın işi”, “erkek işi” ayrımını ortadan kaldırıyoruz

“Kadınların iş ve sosyal hayattaki yeri benim için her zaman öncelikli bir konu oldu. Bu alanda yapılan çalışmaları inceledikçe, bilgi edindikçe konunun aslında kadın-erkek değil toplumsal cinsiyet eşitliği olduğunu gördüm. Biz de bunu sağlayabilmek için fabrikada tüm işlerimizi, o işi yapabilmek için gereken özelliklere göre tanımlıyoruz.”

Kısa süre önce Fortune Türkiye tarafından açıklanan Türkiye’nin En Güçlü 50 Kadını Listesi’nde yer aldınız. Bu listeye üçüncü kez girme başarısını gösteriyorsunuz. Bu başarıyı hangi çalışmalarınız nedeniyle kazandınız?

Çok uzun yıllardır iş yaşamının içindeyim. İş yaşamını sosyal ve sanatsal aktivitelerle dengeleyerek hayatı daha bütüncül bir şekilde yaşamayı tercih ediyorum. Babamın yanında fabrikaya gidip gelmeye başladığım lise yıllarımda dahi çalışanlara, özellikle kadın çalışanlara yönelik projeler dönerdi kafamda. Yaşım ilerledikçe tüm çalışmaları belirli bir düzen ve tutarlılıkla yapmanın önemini de fark ettim. Sanırım listeye üçüncü kez girmemde en önemli etken, sürdürdüğüm faaliyetlerin devamlılığı oldu. Öte yandan tüm bu çalışmaları bir listeye girmek için değil üzerimize düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmek olarak ele alıyorum. Dayanışmanın ve paylaşmanın gücüne inanıyorum. Bu çerçevede sürdürdüğüm çalışmaların listeye üçüncü kez seçilmemde etken olabileceğini düşünüyorum. Beni bu listeye layık görenlere bir kez daha teşekkür ederken SENUR A.Ş ve Arnica Ailesi’nin her üyesinin de bu başarıda emeği olduğunu vurgulamak isterim.

Marka olarak birçok farklı alanda önemli çalışmalarınız bulunuyor. Ancak özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki çalışmalarınızın bu başarıda önemli bir payı bulunuyor. Bu alanda genel olarak neler yapıyorsunuz?

Kadınların iş ve sosyal hayattaki yeri benim için her zaman öncelikli bir konu oldu. Bu alanda yapılan çalışmaları inceledikçe, bilgi edindikçe konunun aslında kadın-erkek değil toplumsal cinsiyet eşitliği olduğunu gördüm. Biz de bunu sağlayabilmek için fabrikada tüm işlerimizi, o işi yapabilmek için gereken özelliklere göre tanımlıyoruz. Bu da “kadın işi”, “erkek işi” ayrımını ortadan kaldırıyor. İşin gerektirdiği özellikleri kim taşıyorsa kadın ya da erkek o işi yapar hale geliyor. Bu yaklaşımın yanı sıra kadın emeğini artırmaya yönelik projelere, girişimcilere de destek veriyoruz.

Bir marka, sadece ticari başarıları değil aynı zamanda sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarıyla da itibarını oluşturuyor. Arnica olarak bu alanda neler yapıyorsunuz?

Sosyal sorumluluk çalışmaları bizim için itibar yönetimi açısından değil gerçekten de üzerimize düşen sorumluluğun yerine getirilmesi, toplumsal barışın sağlanması açısından önem taşıyor. Biz de Arnica olarak toplumu daha ileriye götürecek noktalarda, toplumsal cinsiyet eşitliği, spor ve sanat başlıklarında çeşitli projeler yürütüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik az önce bazı noktalara dikkat çekmeye çalışmıştım. Spor konusunda da maratonlara yönelik desteklerimiz sürüyor. Sanat benim kişisel olarak da üzerinde durduğum bir konu. Sürdürdüğüm sumi-e çalışmalarının yanı sıra İthaf Sanat dergisinin imtiyaz sahipliğini yürütüyorum. Geçen yaz Mersin’in Borcak Yaylası’nda düzenlediğimiz Arnica Art Land Sanat Çalıştayı da düzenlediğimiz önemli çalışmalar arasında. Ayrıca irili ufaklı birçok projeyi de destekliyoruz.

Arnica 2023 yılına nasıl başladı? Son dönemde şirketin genel faaliyetleri ve çalışmalarından bahseder misiniz?

Arnica olarak tüketicinin hayatını kolaylaştıracak, yaşam konforu sunacak ürünler sunuyoruz. Ürün yelpazesi çok geniş olan küçük elektrikli ev aletlerinde ürettiğimiz ürünleri de gelişen ihtiyaçlar, dönüşen yaşam koşulları üzerinden belirliyoruz. Biz Arnica markamızla yurt içinde ve yurt dışında tüketicilere ulaşırken bir yandan da sektörümüzün dünyaca etkin markaları için üretim yapıyoruz. Üretimden gelen gücümüz sayesinde 2023 yılının belirlediğimiz stratejik plana uygun başladığını söylemek isterim. Gelen üretim talepleri doğrultusunda yeni yatırımlar yönelebiliriz.

Bu yıl için piyasaya çıkan yeni ürünleriniz var mı? Hangi ürünler ya da teknolojiler üzerine odaklanıyorsunuz?

Yoğunlaştığımız ürün gruplarını pazar araştırmaları, tüketici ihtiyaçlarının belirlenmesi ve güncel gelişmelere göre oluşturuyoruz. Ar-Ge faaliyetlerimiz ve tasarım, bizim en güçlü olduğumuz alanlar. Buradaki gücümüz sayesinde hızlı hareket edebiliyoruz. Bu yıl süpürge grubundan Arnica 2 in 1 Dikey Şarjlı Süpürge’yi tüketicilere sunduk. Ayrıca Sofa Şarjlı El Süpürgemiz de kısa bir süre önce piyasaya çıkarılmıştı.

Tüketicilerin son dönemde satın alma davranışlarında ne tür değişimler var? Hangi ürün gruplarına daha çok yöneliyorlar? Seçimlerini hangi özelliklere göre yapıyorlar?

Özellikle pandemi dönemi tüketici alışkanlıklarını etkiledi. Görünen o ki bu etkiler kalıcı da olacak. Hayatını kolaylaştırırken kullanımı da kolay olan ürünler öne çıkıyor. Büyük, ağır, hantal makineler yerine daha az kaplayan, mobilite sorunu olmayan ürünler tercih ediliyor. Bu da bizi şarjlı ürünlere yönlendiriyor. Öte yandan daha sağlıklı yaşam için mutfakta yemek pişirmeyi kolaylaştıran ürünler de tercih ediliyor. Tüketiciler fiyat-performans dengesine dikkat ederken özellikle gençler temiz enerji kullanımı gibi noktalarda hassasiyet gösteriyor.

Perakende de payını giderek artıran e-ticaret konusunda nasıl bir seyir izliyorsunuz?

Biz hem kendi markamızla hem de çok büyük markalar için üretim yaptığımızdan e-ticaret konusunda farklı stratejiler izliyoruz. Pandeminin ardından daha da odaklandığımız e-ticaret, bize bir yandan da müşteri memnuniyeti, karar mekanizmaları gibi alanlarda çok kıymetli bilgiler sunuyor. Özellikle Avrupa’da e-ticaret payımızı büyütmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz.

Her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiğiniz Frig Maratonu ile de fark yaratıyorsunuz. Bu yıl için bu etkinlik özelinde neler göreceğiz?

Her yaştan, ülkeden koşuseveri buluşturan Frig Maratonu bizim en önemli etkinliklerimizden. Ben de o maratonu tamamladım. Çok keyifli bir deneyim oldu benim için. Bu yıl çalışmalarımızı planlamıştık. Ancak deprem nedeniyle planlarımızı revize etmemiz gerekti. Etkinliğimizi herkesin ilgisini çekecek bir şekilde gerçekleştireceğiz.

Son olarak deprem ile ilgili bir iki cümle eklemek isterim. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem, hepimizi derinden sarstı. Bir yandan üretime, büyümeye, hayatı kolaylaştırmaya odaklanırken bir yandan da yaralarımızı hızla sarmanın peşine düştük. Bu zor günlerin geçeceğine inanıyorum. Dayanışmanın gücüyle zorlukları geride bırakacağız.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*