En iyi bond filmleri

6. You Only Live Twice (1967 / Lewis Gilbert)

Donald Pleasance, daha sonra başka aktörlerce de canlandırılacak olan Ernst Stavro Blofeld rolünde en mükemmel Bond kötü adamı performansını veriyor. Kucağında kedi seven kötü adam imajını yaratması bile yeter.

Filmin değerlendirmemde daha yukarılarda olmasını engelleyen faktör, İskoç Connery’nin sarıya boyanmış bir yüz ve makyajla Japon rolü yapmaya çalışması olmuştur. Piranaları, hava savaşları ve muhteşem finali ile en iyi Bond filmi olabilirdi halbuki.

5. Goldeneye (1995 / Martin Campbell)

Yönetmen Martin Campbell’in Bond serisi ile yolunun ilk kesişmesi.

Yıllardır bu rolün hayalini kuran Pierce Brosnan’ın da tutkusuyla iyi yazılıp, yönetilmiş tipik bir 90’lar aksiyonu.

Bond’un patronu M rolünde bir kadını (rolü 7 filmde canlandıracak olan muhteşem “Dame” Judi Dench) oynatarak, gerekli bir devrim yapması da ayrı bir güzellik. Pierce Brosnan’ın dört Bond filminden maalesef tek iyi olanı.

4. Licence to Kill (1989 / John Glen)

James Bond, hiç bu kadar sert ve kişisel intikam peşinde koşan biri olmamıştı. Arkadaşı CIA ajanı (serinin demirbaşlarından) Felix Leiter öldürülünce uyuşturucu baronları ile kişisel bir savaşa giriyor.

Nispeten düşük bütçe ile çekilen iki filmle Shakespeare oyunculuğunu karaktere çok iyi yediren Timothy Dalton, tadı damağımızda kalan bir Bond karakteri yarattı. Bond’u canlandıran tartışmasız en yetenekli aktördü.

3. Casiono Royale (2006 / Martin Campbell)

Martin Campbell 11 yıl sonra seriye geri döndü ve Bond serisinin yıldızını bir kez daha parlattı.

Daniel Craig’in de tek iyi Bond filmi olan Casino Royale, muhteşem kötü adam tiplemesi (Le Chiffre) ile filme en büyük artıyı getiren Mads Mikkelsen’in de varlığı ile serinin aradığı yeni çıkış oldu.

2. From Russia With Love (1963 / Terence Young)

İkinci Bond filmi, Connery’nin rolüne artık iyice oturduğu; çok iyi bir oyuncu kadrosu ile desteklenen bir Bond klasiği. Filmin bir bölümü de İstanbul’da geçiyor.

Özellikle de filmin sonundaki Hitchcockvari tren sahneleri, yarattığı psikolojik ve dinamik gerilim ile filme önemli bir artı katıyor.

1. Goldfinger (1964 / Guy Hamilton)

Üçüncü Bond filmi, ileride serinin olmazsa olmazı olacak olan bir çok unsuru ilk kez beyazperdeye getiriyor. Goldfinger, bir anlamda seriyi gerçek anlamda başlatan filmdir.

Yeterli miktarda mizah sosunun temposu hiç düşmeyen bir aksiyonla birleştiği; unutulmaz kötü adam Oddball’un gözüktüğü film, Bond kanonunun en önemli, en iyi yapıtı hala.

https://sinemaadem.blogspot.com

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*