BIRDS OF PREY

Sonradan değiştirilen çok uzun tam adıyla “Birds of Prey : And the Fantabulous Emancipation of One Harley Quinn (Yırtıcı Kuşlar : Ve Bir Harley Quinn’in harika azat edilmesi), DCEU’nun (DC Extended Universe / DC Genişletilmiş Evreni) 8. Filmi.

DCEU, 2013’te “Man of Steel” ile eleştirmenlerin genelde beğenmediği; izleyicileri de beğeni anlamında ikiye bölen bir filmle vasat bir başlangıç yaptı. Halbuki rakibi Marvel, 2008’de “Iron Man” ile çok daha parlak bir başlangıç yapmıştı.

Superman’in bu beyazperdedeki 3. Versiyonunun daha iyi günleriymiş meğerse bu (!)

Daha sırada hangisi diğerinden kötü karar verilemeyen “Batman v. Superman” ve “Justice League” filmleri gelecekti. Bu filmleri kurtarmaya bir “Süper Adam” da yetemezdi, 3-5 tane de. Ancak, entelektüel bir senaryo yazarı ve yaratıcı bir ekip yapabilirdi ki, bu film mezbahası Hollywood’da nedense çok nadir bulunan bir maden yatağıdır.

DC, en büyük rakibi Marvel’i çizgi roman alanında zorlasa da (En çok satan çizgi roman Örümcek Adam, Marvel’in; ikinci Batman ise DC ürünüdür örneğin); sinematik alanda birkaç tur yemiş durumdadır. Marvel 2019’da 3. safhasını 24 filmle tamamlamışken, DC sadece 8 film üretebilmiş ve Marvel’in 24 filmde yarattığı birkaç hayal kırıklığını neredeyse her filminde yaratmış ve bugüne kadar sadece “Wonder Woman” ve “Aquaman” ile eleştirisel ve ticari başarıyı kısmen yakalayabilmiştir.

Harley Quinn karakterine dönersek, orijini bizim neslin 90’lı yıllarda bayılarak izlediği (ve hemen tüm kritiklere göre de) hala en iyi Batman Animasyon dizisi olan “Batman : The Animated Series (ABD yayını 1992-1995) içerisinde doğmuş bir kötü karakterdir.

Harleen Quinzel, Joker’in psikiyatristi iken zaten hassas bir dengede olan kendi akıl sağlığının giderek bozulmasıyla bu dünyanın en karmaşık kötüsünün etkisine girmiş  ve Joker’i hapisten kaçırmıştı. Sonra da Joker’in geçtiği aynı kimyasal mutasyondan geçerek suç ortağı ve sevgilisi olmuştu. Artık adını tarihsel bağlamda kralın soytarısı olan “Harlequin”den alan Harley Quinn olmuştur. Bir anlamda, suçun palyaço prensi Joker’i eğlendirmekle yükümlü soytarısı, sevgilisi, kölesi olmuştur. Söz konusu çizgi film serisinde bile karakter bize kırılgan akıl yapısını ve aslında hüzünlü bir “prens” soytarısı olduğunu alt alta hissettirmiştir.

Zamanla çizgi roman kanonuna da dahil edilen Harley Quinn, şimdi de Margot Robbie’nin eşsiz güzelliği, karaktere benzerliği ve inanılmaz rol yeteneği ile DCEU’nun onlarca iyi ve kötü karakteri arasında rolüne eldiven gibi uyan belki de tek oyuncu olmuştur.

Harley Quinn, 2016’daki belki DCEU’nun en kötü 2-3 filminden biri olan “Suicide Squad” filmiyle ilk defa beyazperdeye arz-ı endam eylemiştir. Şimdi de o filmin 4 yıl sonrasında geçen yeni macerasıyla karşımızda.

Filmin konusuna gelecek olursak, aslında filmin Harley Quinn’in akıl sağlığı kadar kırılgan konu yapısından dolayı anlaşılmaz biçimde işlediği onca suça rağmen (ve hatta filmin başında yaptığı bir eylemle belki de yüzlerce kişiyi hiç de kendini saklamadan öldüren) Gotham’da gece veya gündüz açık açık elini kolunu sallayarak alemlere akan Harley Quinn, Joker’den ayrıldığı haberini safça internet aracılığı ile dünyaya duyurunca tüm kötü adamların hedefi haline gelir.

Bunların başında da aslında çok daha komplike bir karakter olması gerekirken, film boyunca giderek karikatürleşip tek boyutlu bir kötü adama dönüşen “Kara Maske” gelmektedir. “Kara Maske”nin peşinde olduğu ve milyonlarca dolarlık bir servetin anahtarı olan elmas tesadüfen küçük bir yankesici kızın eline geçer. Harley Quinn’in Kara Maske ile mecburen yaptığı anlaşma sonucunda kızı ele geçirmesi ve zamanla polis teğmeni Renee Montaya, mafyadan intikam alma peşindeki The Huntress (Avcı) ve Black Canary (Siyah Kanarya) ile yolları kesişir ve sonunda küçük kızı korumak bağlamında amaçları ve güçleri birleşir.

Her ne kadar filmin adı “Birds of Prey” olsa da, bu iki arada bir derede kalan bir Harley Quinn filmi olmuş. Film, onun gözünden ve onun tarafından anlatılıyor çünkü. Kadın kahramanlar ekibi “Birds of Prey” güçlerini ancak filmin sonuna doğru birleştiriyorlar zaten. Bu film, ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamıyor. Ne tam bir Harley Quinn ne de tam bir Birds of Prey filmi olamıyor bu yüzden. Filme bence çok zarar veren bir nokta da kurguda ilginçlik yapma denemesinin kötü sonucu olarak geri dönüşlü anlatımların filmin temposunu düşürmesi ve zamanlamasını kötü etkilemesi.

Bir çok mantık hatasını görmezden gelirseniz, Harley Quinn’in karakteri kadar renkli bir film (hem yapı, hem görsellik açısından) bulacaksınız karşınızda. Ancak, benim gibi iflah olmaz bir Margot Robbie hayranına bile beğendiremedi film kendini.

Filmde ancak hardcore Batman takipçilerinin anlayacağı çok sayıda ilginç atıflar var. Örneğin, filmdeki küçük kız Cassandra’nın sonradan çizgi romanda bir sonraki “Batgirl” olması gibi.

Tabii bu konuya hiç girilmiyor. Çünkü film kendini Batman dünyasından hemen tamamen soyutlamış. Tek satırlık bir Bruce Wayne atıfı dışında sanki Gotham, Batman’in 20 yıllık koruyucusu olduğu şehir değilmiş gibi, Batman yok sayılmış. Bu da bence, büyük hatalardan biri. Joker’den bahsedip, Batman’den bahsetmemek “Yang”ı “Yin”siz açıklamaya çalışmak gibi olmuş.

Filmin tek başarılı ama çok başarılı yönü cesur bir hamleyle geniş kamera açılarıyla çekilmiş dövüş sahneleri. Filmi bir daha seyretmek istemem ama dövüş sahneleri koreografileri için tekrar seyredilebilir.

DC, belki de artık bir evren yaratma çabasından vazgeçmeli ve Joker gibi sadece yarattığı karakterlerlere dayanan ama bağımsız filmler yapmalı. O zaman çizgi romanlarda (özellikle de grafik romanlarda) olduğu kadar başarılı olabilir.

Yine de, aslında bir yan karakter olan ve popülerliği artıkça bir anti-kahraman olmaya yönlendirilen Harley Quinn, DCEU’nun belki en çok iş yapan değil ama en popüler kadın karakteri olacaktır Wonder Woman’ı geçerek. Bunu sağlayan da Margot Robbie ile Gal Gadot arasındaki büyük yetenek farkıdır.

Wonder Woman 1984 filminin de yaz başında gösterime gireceğini hatırlatalım DCEU’nun 9. Filmi olarak. Buna karşılık Marvel’in 4. Safhasını başlatacak film “Black Widow” (Kara Dul)’un solo filmi olacak 1 Mayıs’ta. Bu sene kadın kahramanlarla açılıyor yani çizgi roman uyarlamaları kapısı. Erkek kahramanlar kollasın kendilerini.

SinemaDem iyi seyirler diler.

www.sinemaDem.com

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*