YZB’de doğa ve insanlığın ekolojik geleceği konuşuldu

Bu yıl 11’incisi düzenlenen gıda ve perakende sektörünün en büyük organizasyonlarından Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) coşkulu bir katılımla kapılarını araladı. Organizasyonun birinci gününde düzenlenen “Doğa ve İnsanlık için Yeni Bir Başlangıç Yapmak Mümkün mü?” oturumunda, doğa ve insanlığın çevresel geleceğiyle ilgili olasılıklar ve yapılabilecekler masaya yatırıldı. WWF Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli’nin moderatörlüğünde düzenlenen oturumda, Unilever Ambalaj Geliştirme ARGE Müdürü Atahan Özgünay ve Hakmar Grup Yönetim Kurulu Üyesi İsa Albayrak dünyamızı plastik madde kuşatmasından kurtarmaya yönelik konuşmalar gerçekleştirdi.

Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen organize gıda perakende sektörünün en büyük konferans ve fuar organizasyonu Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB), 17 Nisan’da 11’inci kez kapılarını araladı. Organizasyonun ilk gününde düzenlenen oturumda; yeryüzünde yaşayan 7,2 milyar insanı, doğayı ve doğadaki canlıları olumsuz etkileyen çevre ile geri dönüşüm konuları masaya yatırıldı. WWF Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli moderatörlüğünde, Unilever Ambalaj Geliştirme Ar-Ge Müdürü Atahan Özgünay ve Hakmar Grup Yönetim Kurulu Üyesi İsa Albayrak’ın katılımı ile gerçekleşen “Doğa ve İnsanlık İçin Yeni Bir Başlangıç Yapmak Mümkün mü?” oturumunda plastiğin çevremize, doğaya, hayvanlara ve besin sistemiyle birlikte insanlığa zararları örneklerle aktarıldı.

Plastiğin çevresel tahribatı ve geri dönüşümün önemi vurgulandı

“Doğa ve İnsanlık için Yeni Bir Başlangıç Yapmak Mümkün mü” oturumu; doğanın bozulan dengesine dair uyarılar içeren WWF’nin #DoğaiçinYeniBirAnlasma video gösterimi ile başladı. Toplantı moderatörü Aslı Pasinli; gezegenimizin felaketi üzerine saadet kurulamayacağını ve kurumlar, kişiler ve belediyelerin bu konuda iş birliğinde bulunması gerektiğini söylerken, şimdiye dek doğamız için yapılanların yeterli olmadığını ve çok daha radikal adımlar atmamız gerektiğini vurguladı.

Plastik ambalajların sadece yüzde 14’ü geri dönüştürülebilir

Aslı Pasinli’den sözü alana Unilever Ambalaj Geliştirme Ar-Ge Müdürü Atahan Özgünay, Unilever olarak Sürdürülebilir Yaşam Planı ile savundukları döngüsel ekonomik iş modelinin öneminden söz etti. Döngüsel ekonominin kaynakların daha verimli kullanılması, geri dönüşüm ve israfın önlenmesi gibi hedefler içerdiğini söyleyen Özgünay, 2025’e Unilever’in ürettiği bütün ambalajların geri dönüştürülebilir olacağını not etti. Özgünay, “Plastik ambalajların sadece %14ü geri dönüştürülebilir. Dünyamızın ve çevrenin faydasına olan tek kullanımlık plastik poşet kullanımını azaltacak tüm uygulamaları Unilever olarak destekliyoruz ve üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” derken üretimlerinde tekrar doldurulup kullanılabilen, doğada bozulabilir ve geri dönüştürülebilir ambalaj modelleri geliştirdiklerini söyledi. Özgünay son olarak Unilever’in çöplüğe sıfır atık statüsünde inovatif bir anlayış benimsediğini ve geri dönüşümü çok zor olan bir ambalajı yakın zamanda piyasaya dönüştürülebilir olarak sunacaklarını da duyurdu.

Plastik poşet kullanımındaki azalma yüzde 80’lere ulaştı

Yeni çevre yasası ve poşet kullanımına dair konuşan Hakmar Grup Yönetim Kurulu Üyesi İsa Albayrak ise şu şekilde konuştu:

“Poşet kadar ekonomik faydaya dönüşmeyen ve çevreye, toprağa ve suya bir zararlı bir ürün yoktur. Bu ürünün tehlikelerini değişik platformlarda dile getirdik. 14 bölgedeki 335 işletmemiz ve 1000’lerce çalışanımızla poşetin zararlarını her yerde anlattık.” dedi. Yapılan çalışmaların 2019 yılında meyve verdiğini ve başarılı bir kampanya sonucunda plastik poşet kullanımında bakanlık ve kendi verilerince yüzde 70’ler 80’ler oranında azalma olduğunu söyleyen İsa Albayrak, tüketiciler tarafından bu değişimin kabul gördüğünü söyleyerek tüketicilere teşekkür etti.

Kendisine yöneltilen, özel sektör kuruluşlarına tanınan atık ambalaj toplama yönetmeliğiyle ilgili soruya da cevap veren Albayrak şunları söyledi: “Atık ambalajlar, belediyelerin kontrolünde veya onlar tarafından ihale edilerek çevre kuruluşları tarafından toplanıyor. Son süreçte sektördeki işletmelere de bu hak tanındı. Biz de Hakmar olarak lojistik depolarımızda bu geri dönüşüm ünitelerini devreye aldık. Plastik ambalajlar buralarda ayrıştırılarak tekrar kazandırılacak. Yeterli şartları sağlayan tüm firmalara çevreye katkı sağlayacak bu çalışma modelini öneriyorum.”

Son olarak çevreci ürünlere satış zincirlerinde özel olarak yer verdiklerini dile getiren Albayrak; “Zirai ilaçlama, gübreleme ve vahşi sulama ile toprakların kireçlendiğini ve ürünlerin zehirlendiğini gözlemliyoruz. Bununla başa çıkmaya çalışan çiftçiler ise daha çok gübre ve ilaca yöneldikçe toprağı bir kat daha fazla zehirliyoruz. Bu topraklar bugün nadasa bırakılsa 7 yıl sonra kendine gelebilir. Kamuya ait olan kullanılmayan arazilerin tarıma açılarak kontrollü bir şekilde üretime açılması gerektiğini düşünüyorum. Biz de kendi kurum ve mağazalarımıza gelen ürünlerde künye araştırması yaparak üretim koşullarını kontrol ediyoruz ve bunu bundan sonra çok daha etkin yapacağız. Gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesi için sağlıklı koşullarda üretim yapılmasını çok hayati buluyoruz.” dedi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*