Çeyiz için alınan ürünlerde, müşterimizin ürünlerini fiyat farkı almadan yenileyebiliyoruz

İbrahim Öz / Öz Dtm. – Bodrum

Öncelikle kendinizden, firmanızdan ve bugüne kadarki kariyerinizden bize bahseder misiniz?

Bodrum Mumcular doğumluyum. Küçük yaşlardan itibaren babamın yanında ticaret hayatına atıldım. Aslen Elektrik- Elektronik Mühendisiyim; Hacettepe Üniversitesi’nde lisansımı tamamladım ve İngiltere’de yüksek lisans yaptım. Yaklaşık 10 yıl boyunca kendi mesleğimle ilgili farklı yerlerde çalıştım. Yaklaşık 8-9 yıl önce Bodrum’a dönerek aile işimize devam etme kararı aldım. O dönemde babam ve kardeşimin yürüttüğü tek şubeli bir işletme vardı. Beraber yatırım yaparak işleri büyütmeye karar verdik. Bu ay itibariyle 15. şubemizi açmış olacağız. Ana faaliyet alanımız Siemens bayiliği üzerine kurulu beyaz eşya satışları. Bunun yanında motosiklet satışında da faaliyet gösteriyoruz ve bu alanda 5 mağazamızla hizmet veriyoruz.

Bölgenizden genel olarak bahseder misiniz?

Mumcular eskiden Bodrum’un bir beldesiydi; biraz daha kırsal bir bölgeydi. Yazın nüfus çok artmaz, yerleşik nüfus ağırlıktaydı. Bodrum’daki yazlık hareketliliği burada pek yaşanmıyordu. Ancak son 7-8 yılda nüfus artışı başladı. Burada ev fiyatları Bodrum’a kıyasla oldukça uygundu ve kısa sürede 3-4 bin kişi buraya taşındı. Bugün Mumcular’da yaklaşık 20.000 yerleşik nüfus bulunuyor. Ticaret hayatımız da dededen beri bu bölgede devam ediyor. Kendi networkümüz burada oluştu ve çevreden gelen çok sayıda kişiyle çalışıyoruz.

Tüketiciler neden sizi tercih ediyor? Müşterilerinize ne gibi farklılıklar sunuyorsunuz?

Bu aslında babadan gelen bir gelenek. Eskiden, parası olsun olmasın babamın çok insana faydası olmuş. Açık hesap veya senetli satış günümüzde yaygın olmasa da babam tanıdığımız birçok kişiye bu şekilde yardımcı olmuş. Hatta bazı durumlarda senet bile almadan ürün vermiş. Babam Şinasi Öz’ün getirdiği bir gelenek vardı: Bizim kapımız herkese açıktı. Biz de bu geleneği, günümüz şartlarında mümkün olduğunca sürdürmeye çalışıyoruz. Tanıdık müşterilerimiz geldiğinde onları ve ailelerini tanırız. Bizde Findeks veya kredi raporu gibi uygulamalar yoktur. Gelen müşteriden asla senet almayız; zaten senetle iş yapacağımız müşteriyle çalışma yolumuz yok. Geçmişten gelen müşteri portföyümüz ve birikimimiz işin sırrını oluşturuyor. Örneğin, ürünü veririz, düğünden sonra parasını öder. Hâlâ bu tür uygulamaları sürdürüyoruz. Bu yaklaşım, bizimle müşterilerimiz arasında güçlü bir bağ oluşturuyor ve ilişkilerimizi pekiştiriyor. Günümüzde beyaz eşyaya her yerden ulaşabiliyorsunuz; işte farklılaşmak, sizi bir adım öne geçiriyor. Bu yöntem maddi yük ve risk barındırsa da bugüne kadar bunu çok iyi yönettik.

Bu mesleği severek mi yapıyorsunuz? Bu iş sizce gelecekte sürdürülebilir mi?

Ben mühendis olmama rağmen, her zaman ticaret yapmak hayalimdi. Çocukluğum ticaretin içinde geçti ve hayat beni hep buraya çekti. Sonunda aile işine başladık ve kardeşimle birlikte yürütüyoruz. Perakendecilerin önündeki en büyük engel internet. Bu noktada hizmet ön plana çıkıyor. Biz de mağazamıza gelen müşterilerle kurduğumuz iletişim ve sunduğumuz hizmetle standartları yükseltmeye çalışıyoruz. Bu yaklaşım, bizi diğer satış kanallarından ve bayilerden ayırıyor. Gerekirse, müşteriyi memnun etmek için yeri geldiğinde zarara uğratacak durumlarda bile yardımcı oluyoruz. Amaç sadece bir satış yapmak değil; müşteri memnuniyetini korumak ve müşteriyi kaybetmemek.

Neden Siemens markasını tercih ettiniz?

Uluslararası bir marka ve bayilik seçimi yaparken benim gözümde marka algısı ve hizmet kalitesi en yüksek, en değerli marka Siemens’ti. Bu nedenle buraya çok emek verdik. Mağazamı ilk açtığımda kimse gelip “Siemens alacağım” demedi; biz insanlara ulaşmaya, ürünü tanıtmaya çalıştık. Bodrum’un farklı bir bölgesindeyiz ve biz hep müşterilerin yanına gittik. Kaliteli bir ürün sunduğumuz için müşteri memnuniyeti çok yüksek oldu ve zaman içinde çığ gibi büyüyen bir müşteri portföyü kazandık. Sattığınız ürün müşteriyi memnun ettiğinde, size doğal bir referans sağlıyor. Yeni yerleşenleri tanımıyoruz ama komşuları zaten bizim müşterimiz oluyor. Bu şekilde, olumlu referanslar sayesinde işimizi büyütebildik. Fiyat algısı başta yüksek olsa da kampanyalarla bunu da kırdık. Eskiden Siemens çoğu kişinin gözünde ulaşılması zor ve pahalı bir marka olarak biliniyordu. Bugün ise, kalitesinden ödün vermeden ulaşılabilirliğini artırmayı başardı.

Hizmet algısı dediğiniz şey tam olarak nedir?

Bizim müşteriyle diyaloğumuz, müşterinin kapıdan girdiği andan itibaren başlar. Kimin ne için geldiği önemli değildir; herkese eşit şekilde yaklaşırız. İnanın, çoğu zaman alıcı olmasa bile müşteri potansiyel taşır. Ürünü anlattığınızda kendini değerli hisseder ve satın alma kararına daha kolay yönelir. Müşteri, en iyisine layık olduğuna inanır ve o anda fiyat algısı ikinci plana düşer. Kendisine değer verecek ve kaliteli bir ürün aldığına ikna olur. Her müşterinin farklı talepleri vardır; montaj, nakliye veya çeyizlik ürün alımları gibi. Örneğin çeyizlik ürünlerde müşteriler “3 yıl sakla” talebinde bulunuyor. Biz her yıl model kodu ile ürünlerini yeniliyoruz, ürünler eskimiyor ve fiyat farkı da almıyoruz. 3 yıl sonra, müşterimiz modelin en güncel ürününü alabiliyor. Bu yaklaşım, sürekli artan fiyatlara rağmen müşterinin alışverişini öne çekmesini sağlıyor. Bize güveniyor, ürünü alıp saklayabiliyor ve biz bu süreci kendimiz karşılıyoruz, fiyat farkı talep etmiyoruz.

Genel sektörel sorunlar nelerdir sizce? Bunlara karşı çözüm önerileriniz nelerdir?

Şu anda sektörün önündeki en büyük engeller; karlılık, yoğun rekabet ve internet fiyatları. Piyasada genel olarak bir daralma söz konusu. Biz kesinlikle internetten satış yapmıyoruz; sadece perakende ile çalışıyoruz. Müşterilerimize de bunu anlatıyoruz: İnternetin barındırdığı riskleri ve aldıkları hizmetin, aradaki fiyat farkına değeceğini açıklıyoruz. Gerçekten de internetten alışveriş yapıp sorun yaşayan çok sayıda müşterimiz var. Fiyat farkı genellikle yüksek olmuyor, ama müşteriler hizmeti daha güvenilir bir yerden almayı tercih ediyor. İletişimimizle bu sorunu başarıyla aşıyoruz. Siemens’le çalışmanın en büyük avantajı ise servis konusunda sorun yaşamamamız. Direk Siemens’e bağlı, onların kontrolündeki ekiplerle çalışıyoruz. Bu durum, müşteri tarafında ciddi bir memnuniyet yaratıyor ve bize de olumlu şekilde yansıyor.

Hedefleriniz nelerdir?

Biz bölgesel bir firmayız ve bunu aşırı yayarak kendimizi yormak istemiyoruz. Amacımız, kendimizi çok zorlamadan 15 mağaza ile kurumsal bir yapıya geçmek. Bodrum ve Mumcular bölgesindeyiz ve telefon ile züccaciye gibi farklı bayiliklerimiz de bulunuyor. Mağaza yapılanmamız tamamlandıktan sonra, daha kurumsal bir yapıya geçmeyi planlıyoruz. Ancak daha fazla büyüyüp kontrolü kaybetmek istemiyoruz. Her mağazayı en verimli şekilde çalıştırarak, işimizi keyifli ve sürdürülebilir bir şekilde yürütmek istiyoruz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*