Arzum Yönetim Kurulu Başkanı ve TAİDER üyesi Murat Kolbaşı, Çevrim içi Paylaşım ve Bilgilendirme Etkinlikleri’ne katıldı

Arzum Yönetim Kurulu Başkanı ve TAİDER üyesi Murat Kolbaşı, TAİDER Aile İşletmeleri Derneği'nin dijital toplantısına yasakladı.

Türkiye’deki aile şirketlerinin kurumsallaşmasını ve kârlı sürdürülebilir büyümesini destekleyerek, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla faaliyetlerini sürdüren TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, Covid-19 salgınına yönelik olarak alınan tedbirler çerçevesinde çalışmalarını #taiderkonuşuyor başlığıyla dijital ortama taşıdı. Bu kapsamda ilki düzenlenen “Pandemik Fırtınada Yönetişim” etkinliğinin açılış konuşmasını TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Candan Çilingiroğlu yaptı. Toplantının konuşmacı konuğu Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, oturum yöneticisi ise Moral & Partners Yönetici Ortağı ve TAİDER üyesi Vefa Reşat Moral oldu.

“Arzum 54 yıllık bir şirket”

Arzum olarak salgının Türkiye’de görüldüğü ilk günden bu yana aldıkları önlemleri ve önümüzdeki dönem planlarını anlatan Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, “Arzum, 54 yıllık bir şirket. 1. kuşağın tamamını kaybettik, 2. kuşak olarak devam ediyoruz. 1988 yılından beri iş hayatında benim yaşadığım dördüncü kriz bu. Daha önceki tecrübelerden yola çıkarak, Sağlık Bakanımızın ülkemizde ilk koronavirüs vakasının görüldüğünü duyurmasının ardından şirket içinde bir ekip kurduk. Bu ekip Türkiye ve dünyada virüsle ilgili gelişmeleri, şirketlerin neler yaptığını takip ediyor. İşin hukuki boyutları da dahil olmak üzere içeriyi aydınlatan bir grup oluşturduk. Şirketlerin bu tip dönemlerde en önemli tıkanma noktaları nakit akışı oluyor. “Eğer üç ay ciro yapmazsam, zarar edeceğim” diyorlar ki bu doğru bir sav. Ancak bu zarardan daha önemlisi nakit akışının bozulmaması gerekiyor. Biz de şirketin nakit akışını değerlendirme kuruluyla ele aldık. Minör ya da majör problemleri belirledik. Bankalar ile büyük ödeme alacağımız ve yapacağımız firmalarla iletişim kurarak planlamasını yaptık” şeklinde konuştu.

Şirketin ağırlıklı olarak evden çalıştığını anlatan Kolbaşı, “Ofise kaç kişinin gideceği belirlendi, günde en fazla kaç kişi gidecekse o şekilde iş organizasyonu yapıldı. Lojistik, satış sonrası ve satış ekiplerinde de minimum kadroyla maksimum iş verimi almaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Değişime ayak uydurabilen firmalar bu krizi biraz daha rahat atlatabilecekler”

Bu krizden de çıkılacağını ancak birçok şeyin aynı olmayacağını söyleyen Kolbaşı, “Bu yeni “normal” neyse, hepimizin hazırlıklı olması gerekiyor. Yaşanan süreç sonrasında siyahtan beyaza geçiş hemen olmayacak, gri günler yaşayacağız; muhakkak ki ekonomik geçişte birtakım zorluklar yaşanacaktır. Bu anlamda dünyada bizden önce salgınla mücadele eden ülkelerde gözlem yapmamız gerekecek.   Küçük ev aletleri de belli bir daralma yaşayacak ama o daralmadan sonra inovatif ürünlerle birlikte yeni bir oluşum meydana gelecek. Biz mesela internetten satış yapıyoruz. Evde gıda hazırlamaya yönelik ürünlerde ciddi bir talep var; çünkü insanlar artık evinde kendi gıdasını yapmak istiyor. Bu böyle bir süre daha devam edecektir. Biz de marka olarak bu tip ürünlere odaklanıp ona göre hizmet etmeliyiz. Ekmek yapma makinası Türkiye’de çok satılan bir ürün değil ama hijyen kaygısı olunca insanlar ekmeği evde yapmak istedi. Bu tip değişimlere ayak uydurabilen firmalar bu krizi biraz daha rahat atlatacaklar” dedi.

“Wuhan stratejik açıdan çok önemli bir şehir”

Çin ile yakın ticari ilişkileri olması vesilesiyle bu kültürü yakından tanıyan Kolbaşı, Wuhan’ın stratejik önemi konusunda da bilgiler paylaştı: “1992’den bu yana her yılın 2 ila 4 ayını Çin’in muhtelif şehirlerinde geçirmiş bir insanım. DEİK Çin İş Konsey başkanlığım sonrası şu anda DEİK Hong Kong İş Konseyi Başkanı olarak görevime devam ediyorum.

Çin önemli; çünkü bu hastalığın başlangıç noktası. Wuhan ise toplamda 34 eyaleti olan Çin’in 7. en büyük ekonomisini yaratan, 60 milyonluk nüfusuyla Hubei eyaletinin başkenti. Kasım ayında ben de oradaydım. Wuhan; teknoloji sektöründe, fiber optik kablo üretiminde, beyaz eşyada dünyanın en büyük buzdolabı fabrikası ile, otomotiv sanayi ve buna bağlı yan sanayisinde öne çıkan aynı zamanda da Kuşak ve Yol projesinin Xian’dan sonraki en önemli başlangıç noktasıdır. Wuhan, Çin’in demiryolu ağında stratejik açıdan çok önemli; Çin’de var olan 30 bin km’lik toplam hızlı tren hattının da merkez noktalarından bir tanesidir ve buradan kalkan trenler yaklaşık 15 günde Almanya’ya ulaşabiliyor.

Bu hastalık, Çin’de insan ilişkilerinin minimize edilmesi ile kontrol altına alınmıştır. Ancak şu anda Çin, salgın hastalık konusunda biraz sakinleşirken pandeminin getirdiği sıkıntılı durum ve telaş hali Avrupa ve Amerika’ya taşındı çünkü salgın kontrol edilemiyor. Türkiye’nin İtalya ve İspanya’dan şöyle bir farkı var; ülkemizle kıyasladığımızda burada yaşayan Çinli nüfus çok daha fazla. Ayrıca yeni yıl tatili ile ülkelerine giden Çinliler, tatil sonrası bu ülkelere geri döndüklerinde hastalığı da bilmeyerek beraberlerinde getirmiş oldular.”

Etkinlik katılımcıların sorularına alınan yanıtlarla sona erdi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*