25 LİTRE gün/ kişi SU, AYAK İZİ!

Bir kişinin ortalama tükettiği su miktarına SU AYAK İZİ denir. Türkiye; su stresli ülkeler sınıfındadır. İstanbul, kişi başı su tüketimi 190 litre/gün civarındadır. RİSK NEDİR?

Su varken koruyun

Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmasına rağmen aşırı sıcaklıklara sahip “yarı kurak” bir bölgede yer almaktadır. Türkiye’ye düşen ortalama yağış miktarı (643 mm ile) dünya ortalamasının oldukça altındadır.

Yarının suyunu kurtarmak için, hemen !

Su, yaşamın, geçim kaynaklarının ve refahın bir kaynağıdır. Su; atmosfer ve toprak arasında sürekli akan ve sonu olan bir değerdir. Su güvenliğini sağlamak için, su kaynaklarını geliştirmek, doğru yönetmek, tasarrufa yönelik teknolojiyi kullanmak (Tasarruflu çamaşır, bulaşık makineleri, tasarruflu kombi ve petekler, su koşullandırma ekipman ve cihazları, çift fonksiyonlu klozetler, tasarrufu bataryalar, sarfiyatların geri dönüşümlü kullanımında, çocuklukla gelişebilecek öğretilerle bireysel-toplumsal olarak katılımcılık göstermek gerekmektedir.

SİNGAPUR; arıtma su ve geri dönüşümle susuzluğun önüne geçmiştir.

Ünlü ekonomist Adam Smith, 1776 yılında ekonomi dünyasına sunduğu elmas-su paradoksunda, insanların kendi hayatları için çok önemli ve elzem olan suya değer vermek yerine, insan hayatı için bir değeri olmayan elmas gibi madenlere çok daha yüksek miktarlarda ödeme yapmayı tercih ettiklerini belirtir. Bu çelişki, Adam Smith’in de söylediği gibi; “Her şeyin gerçek bedeli, yani onu elde etmek isteyen kişiye gerçek maliyeti, onu elde etmek için harcanan çaba ve zorluktur.” sonucuna götürmektedir.

Su Kıtlığı Nedir?

Türkiye’nin 2030 yılında su sorunu yaşamaması için neler yapabiliriz? Bir ekosistem; tüm canlıları (bitkiler, hayvanlar ve organizmalar), onların birbirleriyle ve cansız ortamlarla (hava, yeryüzü, güneş, toprak, iklim, atmosfer) etkileşimlerini içerir. Ekosistemin en önemli parçası olan su, ekosistemin gücü olarak adlandırılmaktadır. Ekosistemdeki su ihtiyacı aynı zamanda küresel su kullanımının hayati bir bileşenidir.

Su, tüm sosyo-ekonomik gelişim ve sağlıklı ekosistemin devamlılığı için gerekli bir kaynaktır. Yeryüzünde su miktarı yıllar içinde sabit kalmaktadır. Nüfus, tarımsal ve endüstriyel su kullanımı arttıkça, su kaynakları üzerindeki baskı da derinleşmektedir.

Arz ve talep arasındaki dengesizlikler, SU KITLIĞI adı verilen küresel bir sorunu ortaya çıkarmaktadır.

Su kıtlığı; su stresi, su sıkıntısı veya eksikliği, su krizini içermektedir.

Tarımsal ve endüstriyel su kullanımı arttıkça, su kaynakları üzerindeki baskı da derinleşmektedir.

Su kıtlığı kavramı ikiye ayrılabilir:

Fiziksel su kıtlığı

Ekonomik su kıtlığı.

*Fiziksel su kıtlığı, bir bölgenin talebini karşılamada doğal su kaynaklarının yetersiz olmasının bir sonucudur.

*Ekonomik su kıtlığı ise, yeterli doğal su kaynaklarının kötü bir şekilde yönetilmesi sonucunda oluşmaktadır. Su kıtlığı genellikle yağışların az olduğu bölgelerde meydana gelse de, insan faaliyetleri, nüfus yoğunluğu, yoğun tarım ve yoğun su talep eden sektörlerin de etkisiyle farklı bölgelerde de sorun yaratabilmektedir.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) araştırmacıları (Schlosser ve diğerleri, 2014) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, dünyada öngörülen 9,7 milyar insan nüfusunun yaklaşık %50’sinin 2050 yılı itibarıyla orta derecede stresli su kaynağı koşullarına sahip olması beklenmektedir. Julie C. Padowski (2015) tarafından yazılan bir makaleye göre, su kırılganlığı 119 düşük gelirli ülkede sadece bir endişe değil mevcut bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

YARININ SUYU projesi; FOX TV’de… İZLEYİNİZ.

Sektör Dernekleri; TESİDER Tesisat Teknolojileri Derneği ve SHD Satış Sonrası Hizmetler Derneği sivil toplum misyonuyla destekliyoruz. Geniş Bilgi; www.yarininsuyu.com iletişim kanallarından detaylı bilgi edinilebilir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*