Teka’yı bugün Türkiye pazarında konumlandırdığınız yer nasıl tanımlıyorsunuz? Markanın önümüzdeki 3–5 yıllık büyüme stratejisinin temel başlıkları neler?
TEKA 100 yılı aşkın köklü bir geçmişe sahip bir marka. Türkiye’de ise 1992 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. 30 yılı aşkın sektör deneyimimizin yanı sıra İzmir’deki üretim tesisimizle ankastre mutfak aletlerindeki uzmanlığımızı Türkiye’deki üretim gücümüzle birleştiriyoruz. Türkiye’de özellikle ankastre mutfak ürünleri alanında akla ilk gelen markalardan biriyiz. Türkiye’de önümüzdeki 5 yılda 5 kat büyüme hedefi ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu süreçte üretim alanında yeni yatırımlar yapmak, ürün gamımızı genişletmek ve satış kanalımızı yeniden yapılandırarak çeşitlendirmek en temel başlıklarımız olacak.
Küresel marka vizyonunun Türkiye’deki yapılanmaya yansımaları nasıl oluyor? Türkiye pazarı Teka için hangi stratejik öneme sahip?
Nisan ayında resmiyete kavuşan satın almayla artık TEKA markası, Dünya’nın en büyük 3 beyaz eşya üreticisinden biri olan Midea Grubu’nun çatısı atında faaliyetlerini sürdürüyor. Satın alma sonrasında TEKA markasıyla Türkiye’de çok güçlü bir büyüme hedefi ile ilerleyeceğiz. Bu yılki ciromuzu geçen yıla oranla %50’nin üzerinde arttırmayı ve önümüzdeki 5 yılda 5 kat büyümeyi hedefliyoruz. 2030 yılına kadar ise münhasır mağaza sayımızı 3 katına çıkarmak istiyoruz. Türkiye beyaz eşya-ankastre pazarı da Avrupa’nın ilk 3 büyük pazarından bir tanesi. Hem hane sayısındaki artış hem de yenileme etkisiyle oldukça dinamik bir yapıya sahip. Bunu da büyüme hedeflerimiz yolunda önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Öte yandan Türkiye, özellikle Midea SDA İzmir Fabrikası sebebiyle ankastre ürünlerde güçlü bir üretim ve tedarik noktası. Buradan yaptığımız ihracatımızı 2028 yılına kadar en az 2 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Yeni bir fabrika yatırımımız da gündemimizde. 2026 yılında yeni klima fabrikamızı devreye almayı hedefliyoruz.
Akıllı ev teknolojilerinin yaygınlaşması mutfak ekipmanlarını da dönüştürüyor. Teka’nın bu alanda geliştirdiği çözümler nelerdir?
100 yılı aşkın bir marka mirası olan Teka’nın da en güçlü yönleri inovasyon ve tasarım. 2018’de başlattığımız Ar-Ge yatırımları sayesinde müşteri beklentilerini aşan 200’den fazla yenilikçi ürünü tüketicilerle buluşturduk. Bu çalışmaların bir sonucu olarak son iki yılda aralıksız yatırım yaptığımız tasarım ve inovasyon alanlarında 34 uluslararası ödül kazandık. Ferrari, Lamborghini, Audi ve Bugatti gibi markalar için tarihteki en yenilikçi çözümleri sunan ve en ikonik tasarımlara imza atan Italdesign Guigiaro’nun tasarladığı G1 Infinity serimizi, 700 dereceye kadar ısınabilen SteakMaster ürünümüzü ya da IFA’da tanıttığımız Van Gogh Serisin ankastre ürünlerimizi bu yaklaşımımızın önemli yansımaları olarak sayabiliriz. Öte yandan Midea Grubu, 150’den fazla ülkede kullanılan çözümleriyle akıllı ev teknolojilerinde küresel ölçekte bir lider. Ar-Ge’ye yıllık yaklaşık 1,3 milyar doların üzerinde yatırım yaparak yapay zekâ destekli, birbirine bağlı cihaz ekosistemini sürekli geliştiriyor. Bugün 200 milyonun üzerinde akıllı cihaz Midea’nın teknolojisiyle yönetiliyor ve bu da markayı geleceğin yaşam standartlarını belirleyen öncü güç hâline getiriyor. Dolayısıyla yeni dönemde bu iki markanın yaratacağı sinerjiyle akıllı ev teknolojileriyle donanmış yeni ürünleri tüketicilere sunacağız.
Dağıtım Kanalı Dergisi okurları tedarik zinciri ve bayi yönetimi süreçlerini yakından takip ediyor. Teka’nın Türkiye’deki distribütör yapısı nasıl işliyor?
TEKA olarak Türkiye geneline yayılan ve sayısı 500’ü geçen satış noktalarımızda tüketicilerimize yakın olmayı hedefliyoruz. Bu amaçla iş ortaklarımız ile birlikte yeni mağaza yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Yeni mağazalarımızı aynı zamanda tüketicilerimizin ürünlerimizi kullanabileceği deneyim merkezleri olarak konumluyoruz. Teka olarak işimizin kalbinde her zaman “Hayata tat katan anlar” var. Mutfağın farklı anlamlarını, hayatımızın içindeki yerini, özgün renklerini ve hikayelerini ortaya çıkaran ürünlerimizle tüketicilerimizi buluşturmak için Türkiye’nin farklı yerlerinde mağazalarımız ile büyümeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde ayrıca beyaz eşya ve klima ürün grupları ile büyüyen ürün gamımız ve bünyemizdeki markalarımız ile Türkiye’deki modern dağıtım kanalları ve distribütörler ile çalışma projelerimiz var. Bu konuda da altyapı hazırlıklarına devam ediyoruz.
Tüketicilerin ankastre ürünlerde beklentileri son yıllarda nasıl evrildi? Premium segmentte hangi trendler öne çıkıyor?
Son yıllarda mutfak bir hobi ve keyif alanı haline geldi. Sadece kadınlar değil erkekler de artık mutfakta varlar. Bu anlamda beklentiler de değişmeye ve ürün seçimi, cihaz kullanımı vb. konularda ürünler sektör ayrımı olmaksızın yakınsamaya başladı. Müşterilerimiz bir cep telefonundan beklediği özellikleri artık ankastre fırında da görmek istiyor. 2018’de başlattığımız Ar-Ge yatırımları sayesinde Teka olarak, müşteri beklentilerini aşan 200’den fazla yenilikçi ürünü portföyümüze ekledik. Tasarım, işlevsellik ve kullanıcı deneyimini yeniden tanımlayan bu geniş ürün yelpazesi, Avrupa’da geliştirilen en ileri teknolojilerle donatıldı. Tüm bu ürünlerde Ar-Ge çalışmalarının somut sonuçlarını görmek mümkün. Müşterilerimizin evde geçirdiği zamanın artması ve pişirme konusundaki beklentilerinin yükselmesi bizi, profesyonel pişirme kalitesini ev tipi cihazlara yansıtan yeni inovatif ürünler geliştirmeye yöneltti. Evlerde restoran kalitesinde et pişirmeyi mümkün kılan SteakMaster ankastre fırınımız, DirectSense teknolojili indüksiyon ocaklarımız bu ürünlere verebileceğimiz örnekler arasında. Öte yandan çevresel konular ve enerji verimliliği de yeni trendlerin başında geliyor. Teka olarak, doğaya saygılı üretim anlayışımızla gelecek nesillere daha sağlıklı bir dünya bırakmak için sürdürülebilirlik alanında da öncülük ediyoruz. Hem üretim tesislerimizde hem de ürünlerimizde biz de enerji verimliliğini ön planda tutuyoruz.
Teka’nın müşteri deneyimini güçlendirmek adına satış öncesi ve sonrası sunduğu hizmetlerde son dönemde hangi adımlar atıldı?
Tüketicilerimiz için cihaz satmaktan öte müşteri deneyimi noktasında fark yaratmak, satış sonrasında da hizmetlerimizi geliştirerek memnuniyeti artırmak için sürekli çalışıyoruz. Tüketicilerimiz ile direkt temasta olduğumuz bu alanı, hem müşterilerimize daha iyi hizmet vermek hem de kullanım alışkanlıklarını daha iyi anlamak için etkin olarak kullanıyoruz. Bu alandaki amacımızı Alışılmadık İlgi başlığı altında topluyoruz. Yetkili servislerimizi de işin içine katarak hayata geçirdiğimiz çalışmalar ve bunu destekleyen yazılımlarda yaptığımız iyileştirmeler ana odağımızda yer alıyor. Müşteri memnuniyetini artırmak için yenilikçi çözümler geliştirdik. Yeni servis yönetim programımız sayesinde montaj ve onarım taleplerini online olarak takip ediyoruz. Çağrı merkezi hizmetlerimizi genişleterek satış sonrası hizmetlere daha kolay erişim sağlıyoruz. Müşteri memnuniyeti anketleri ve Net Promoter Score (NPS) gibi ölçüm araçlarıyla hizmet kalitemizi sürekli izliyor ve iyileştiriyoruz. Müşteri memnuniyetini esas alan satış sonrası servis yapımız, nihai müşteriler tarafından değerlendirilerek “9. Şikayetvar ACE Ödülleri’nde Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Diamond” seçimiyle ödüllendirildi. 2023 yılından itibaren Şikayetvar web sayfasındaki müşteri memnuniyet skoru alanında 1 numara olmaya devam ediyoruz. Bu başarıya ulaşmak için müşteri memnuniyetine verdiğimiz önem kapsamında yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Yatırımlar dahilinde ankastre ocak, fırın ve davlumbaz ürünlerimiz için ek garanti imkanı sunmaya da başladık.
2026 yılına dair öngörüleriniz ve beklentileriniz nelerdir?
Türkiye beyaz eşya-ankastre pazarı ise hem hane sayısındaki artış hem de yenileme etkisiyle oldukça dinamik bir yapıya sahip. Hane sayısının önümüzdeki 3 yılda çift haneli büyüyerek 30 milyona ulaşmasını bekliyoruz. Beyaz eşya sanayi için büyük önem taşıyan inşaat sektöründe 2026 yılında bir canlanma olmasını bekliyoruz. Bunun da sektöre önemli bir olumlu etkisi olacaktır. Öte yandan Türkiye’de beyaz eşya sektöründe küresel pazarlardaki daralmaya bağlı olarak ihracat düşüşü yaşanıyor. İç pazar ise 2025 yılı ilk yarısına kadar bu düşüşü telafi edecek şekilde büyümesini sürdürmüş ancak yaşanan ekonomik gelişmeler, yüksek faiz oranları ve buna bağlı yaşanan talep daralmasıyla birlikte yavaşlamaya başladı. 2026 yılında iç pazarda bu yılki stabil durumun devam edeceğini öngörüyoruz. Özetle, iç ve dış pazar dengesi beyaz eşya sanayinde sürdürülebilirliğin anahtarı olarak değerlendirebiliriz. Tüketicinin alım gücünü ve ihracat rekabetçiliğimizi koruyacak yaklaşımlar, sektörümüzün büyümesine destek olacaktır.
İlk yorum yapan olun