Beyper, beyaz eşyacıların bir araya geldiği, ortak sorunların paylaşıldığı ve çözüm önerilerinin geliştirildiği çok değerli bir oluşum

Tiga DTM İstanbul / Tuzla Bosch Bayi Hakan Kayaş

Öncelikle sizi ve şirketinizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1967 yılında dünyaya geldim. İstatistik bölümünden mezun oldum. Evliyim, iki çocuğum var. Sektöre ilk adımımı 1991 yılında bir Arçelik mağazasında taşıyıcı ve şoför olarak attım. Yaklaşık dört yıl boyunca burada görev yaptım. Bu süreçte şoförlükten satışa, ardından mağazanın idaresine kadar farklı alanlarda çalıştım. Askerlik dönüşü bir süre daha aynı yerde devam ettikten sonra, Haluk Çelebioğlu’nun vesilesiyle Siemens Ev Aletleri’nde Bölge Satış Temsilcisi olarak işe başladım. Ardından Bosch markasında özel satış departmanında görev aldım. Yaklaşık üç-dört yıl bu pozisyonda çalıştıktan sonra Marmara Bölgesi’nde saha satış elemanı olarak görev yaptım. Toplamda 21-22 yıllık bir deneyimin ardından kurumdan ayrıldım. Sonrasında iki yıl boyunca emeklilik hayatının tadını çıkardım. Güzel bir dönemdi, ancak içimde her zaman kendi bayiliğimi kurma isteği vardı. Pandeminin başladığı 2020 yılının başında bu hayalimi gerçekleştirmek için harekete geçtim. Tuzla’da faaliyet gösteren bir bayi vardı; biz de bölgedeki ikinci mağazayı açmaya karar verdik. İlk mağazamı Evliya Çelebi Mahallesi’nde, BSH Ev Aletleri’nin desteğiyle faaliyete geçirdim. Beş yıldır bu sektörde kendi işimi yürütüyorum. Şu anda iki şubemiz var.

Faaliyet gösterdiğiniz bölgeden kısaca bahseder misiniz? Bölgenizdeki müşteri profili ve tüketici alışkanlıkları nasıl?

Tuzla oldukça kozmopolit bir yer. Eskiden İstanbul’un sayfiye, yani yazlık bölgelerinden biriydi. Aynı zamanda geçmişte tarım ve balıkçılıkla uğraşan bir yerleşimdi. Ancak zamanla gelişen sanayiyle birlikte bölge bambaşka bir yapıya büründü. Kentsel dönüşüm projeleri ve yeni sitelerin inşa edilmesiyle birlikte nüfus yoğunluğu da ciddi oranda arttı. Bu da bizim sektörümüz gibi hizmet ve perakende alanlarında yeni ihtiyaçlar doğurdu. Tuzla’yı aslında gelir düzeyine göre iki farklı bölge olarak değerlendirmek mümkün. Bunu E5’in altı ve üstü şeklinde düşünebilirsiniz. E5’in alt kesimlerinde gelir seviyesi biraz daha yüksek. Ancak biz her iki taraftan da müşteri potansiyeline sahibiz. Genel olarak işlerimizden memnunuz. Bölgenin gelişimi ve çeşitliliği, bizim de büyümemize katkı sağlıyor.

Mağazalarınızın özelliklerinden bahseder misiniz?

Normal mağaza konseptiyle faaliyet gösteriyoruz ancak Bosch’un satışta olan tüm ürün gruplarını genel olarak mağazamızda bulunduruyoruz. Oldukça geniş bir ürün portföyüne sahibiz. Mağazamız 200 metrekarelik bir alana sahip. Bunun yanı sıra alt katta, ankastre ürün grubunu sergilediğimiz yaklaşık 60-70 metrekarelik bir alanımız daha bulunuyor. Diğer mağazamız ise 145 metrekare büyüklüğünde. Bu alanlar sayesinde müşterilerimize hem geniş ürün seçeneği hem de ferah bir alışveriş ortamı sunabiliyoruz.

İşleriniz genel olarak nasıl gidiyor?

Ekonomik duruma gelirsek, ilk üç yıl gayet iyiydi. Ancak sektör artık çok değişti. Beyaz eşya kanalında bugün altı farklı pazar var. Birincisi, ana firmanın online satış kanalı. Her ne kadar bu kanalın satışları bayilere de yansısa, yine de ayrı bir satış hattı oluşturuyor. İkincisi, yetkili servislerin müşteriye gittiklerinde ürün teklif etmeleri. Üçüncüsü, genel merkezin pazar yerlerinde kendi mağazalarını açması. Dördüncü olarak, bayilerin ya da bu işi yapan kişilerin internet pazarında mağaza açmaları. Beşinci pazar, büyük marketler ve indirim (discount) marketleri. Altıncı ve son pazar ise geleneksel perakendecilik. Biz tüm bu kanallarda rekabet etmek durumunda kalıyoruz. Bu da ister istemez firmaların kurumsal yapısına uygun istikrarın bir miktar bozulmasına yol açıyor ve müşteri nezdinde güven algısını zedeliyor. Üstelik aynı ürün, her kanalda farklı fiyatlarla satılabiliyor ve bu fiyat makasları oldukça açık. Gelişen sektörde internet pazarını saygıyla karşılamak gerekir; ancak bizim İnternette satış kanalımız yok. Çünkü bu bana çok etik gelmiyor. Eğer bu işi internet üzerinden de yapacaksak, bizim gibi mağazalara, bu kadar personele ne gerek kalır? Ülkenin ekonomik dar boğaza girmesiyle birlikte, ana firmanın bile öngöremeyeceği düşük fiyatlara ürünler satılabiliyor. Bu durum sürdürülebilir değil ve en büyük sıkıntımız da bu. Bunun dışında çok güçlü bir markanın bayisiyiz. Ürünlerimizin ve servisimizin kalitesi oldukça yüksek. Şirkette çok nitelikli, alanında uzman insanlar çalışıyor. Tüm bunları düşündüğümüzde bir Bosch bayisi olmanın gururunu yaşıyoruz.

Bosch markası sizin için ne ifade ediyor?

Bosch benim için artık bir yaşam felsefesi haline geldi. Bu işin hem matematiksel hem de sosyal statü tarafı var. Bulunduğunuz lokasyon, aslında sizin sosyal statünüzü de belirliyor. Bu iş, sizi toplumda belirli bir konuma getiriyor. Size gösterilen saygının da taşıdığınız marka ve temsil ettiğiniz etiketle örtüşmesi gerekiyor. İşin matematiksel tarafı ise, gelir anlamında hayatınızı belirli bir seviyede sürdürebilmenizi sağlıyor. Özellikle ilk üç yıl bu açıdan oldukça iyiydi, o dönem için hiçbir şikâyetim olamaz. Çünkü o zamanlar fiyat istikrarı bugünkü kadar bozulmamıştı. Bugün ise en büyük sorunumuz, aynı ürünlerin farklı kanallarda çok değişken fiyatlarla satılıyor olması. Eğer bu dengesizlik ortadan kaldırılabilirse, bu işi yapmak çok daha keyifli hale gelir.

Beyper sizin için ne ifade ediyor? Amacı nedir? Beklentileriniz nelerdir?

Beyper, beyaz eşyacıların bir araya geldiği, ortak sorunların paylaşıldığı ve çözüm önerilerinin geliştirildiği çok değerli bir oluşum. Bu yapıyı beyaz eşya sektöründe faaliyet gösteren tüm bayiler yakından takip ederse, pazarın mevcut durumunu, sektörün hangi yöne gittiğini ve gelişimin hangi alanlarda yoğunlaştığını kolaylıkla görebilirler. Beyper bünyesindeki arkadaşlarımız fuarlara katılıyor, yöneticilerle doğrudan iletişime geçiyor ve sektörel anlamda birçok aktivite yürütüyor. Dolayısıyla sektörün nasıl bir yöne doğru evrileceğini, Beyper’i takip ederek görmek mümkün. Bu sayede bayiler de kendi yönelimlerini ve stratejilerini buna göre belirleyebiliyor.

Mesleğinizle ilgili yaşadığınız en büyük sorunlar nelerdir? Bunlarla ilgili çözüm önerileriniz var mıdır?

Büyük firmaların bugün hem bayilik hem de online satış kanalları var. Ancak artık bir karar verme zamanı geldi. Ürettikleri ürünü hangi kanalda satacaklarına net bir şekilde karar vermeleri gerekiyor. Eğer iki kanalda birden satış yapmaya devam edeceklerse, o zaman bulundukları lokasyonlardaki bayi sayılarını da makul bir seviyeye indirmeleri şart. Çünkü bir bölgede mağazalar 10 ürün satıyorsa, aynı sayıda ürün de internet kanalı üzerinden geliyor. Bu durumda firmanın hem istikrar sağlaması hem de fiyat dengesini koruması gerekiyor. Elbette firmalar, Rekabet Kurulu’nun kararları gereği fiyatlara doğrudan müdahale edemiyor. Ancak bu pazarda devam edeceklerse, geleceğe dair nasıl bir yol izleyeceklerini bayilere açık şekilde belirtmeleri gerekir. Bayi sayısının da bu stratejiye göre yeniden dengelenmesi gerekiyor. Sonuçta iş, genel merkezin tutumuna ve stratejisine bağlı. Eğer firma online pazara ağırlık verecekse, geleneksel pazardaki bayi sayısını dengelemeli. Tam tersi bir yaklaşım benimseyecekse, bu kez fiyat istikrarını sağlamalı. Bu denge kurulmadığı sürece, işlerin düzelmesi mümkün değil.

İşinizi seviyor musunuz, bu işi çocuklarınıza öneriyor musunuz?

Bu işi büyük bir keyif ve istekle yapıyorum. Bayramların ilk günü dahil sabah 9’da dükkânı açar, akşam 8’e kadar işimin başında olurum. Çünkü bu mesleği gerçekten severek yapıyorum. Elbette işimi çocuklarıma da öneriyorum. Ancak mevcut gidişata baktığımda, bu işin geleneksel pazarda ne kadar daha devam edebileceğini kestiremiyorum. Aslında bir çocuğumun bu işe girmesini istemiştim ama şu tabloya bakınca biraz temkinli olmak gerektiğini düşünüyorum. Eğer firmalar gerekli önlemleri almazlarsa, bu işin önümüzdeki 4–5 yıl içinde sürdürülebilir olabileceğine inanmıyorum. Elbette sektör tamamen bitmeyecek ama geleneksel pazar giderek daralacak. Beyaz eşya pazarındaki altı kanalın yayılımına baktığımızda bu dönüşüm her zaman İstanbul’da başlar, Hakkari’de son bulur. Şu anda büyük şehirlerde bu değişim yoğun bir şekilde yaşanıyor; İstanbul, Ankara ve İzmir bayileri bu dönüşümün etkilerini derinden hissediyor. Küçük şehirlerde ise henüz bu durum tam olarak hissedilmiyor ama tepkiler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

İşimizden memnunuz; firmamızı ve markamızı gerçekten seviyoruz. Pazar bir nebze toparlanırsa, bu işe büyüyerek devam etmek isteriz. Ben bu sektörde kalmak istiyorum. Başka bir işimiz yok ve açıkçası başka bir iş yapmak da istemiyorum. Ne iş biliyorsak, o işi en iyi şekilde yaparak devam etmek niyetindeyim.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*