Kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız?
1992 yılında İstanbul’da doğdum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Düzce Üniversitesi Elektronik Teknolojisi Bölümü’nden mezun oldum. Aile şirketimiz Emre Beyaz Eşya D.T.M. İnş. San. Tic. Ltd. Şti., babam ve amcalarım tarafından 1998 yılında kuruldu. Aslen Ağrılı bir aileyiz. Temel faaliyet alanımız uzun yıllar inşaat sektörü oldu; ardından gıda, mobilya ve beyaz eşya sektörlerinde de faaliyet göstermeye başladık. Aile büyüklerimiz genç kuşağın da işin içinde olmasını istedikleri için ticarete küçük yaşlarda, gıda sektöründe çalışarak başladım. Kalabalık ve geleneksel bir aile yapısına sahip olmamız, işleri büyütme hedefiyle bizi inşaatın yanı sıra gıda ve beyaz eşya alanlarına yönlendirdi. Beyaz eşya sektörüne 2004 yılında çeşitli markalarla giriş yaptık. Sonrasında Beko bayiliğini alarak Koç Grubu bünyesinde perakende faaliyetlerimize devam ettik. Ardından Profilo ve Regal bayilikleri ile perakende ağımızı daha da genişlettik. İlerleyen yıllarda, beyaz eşya sektöründeki tecrübemizi ve bilgi birikimimizi toptan satış kanalına taşıma kararı aldık. Çeşitli markalarda toptancılık yaparak başladığımız bu yolculuk, Hoover markasının Marmara Bölge Distribütörlüğünü üstlenmemizle birlikte daha da büyüdü. Bugün hem beyaz eşya hem de inşaat sektöründe aktif olarak faaliyet göstermeye devam ediyoruz. Misyonumuz, daima daha ileriye ve daha iyiye giderken yeniliklere ve gelişmeye açık olmak.
Distribütörlük işine girmeye nasıl karar verdiniz?
Bu durum aslında tamamen kendi vizyonumuzla ilgili. Beyaz eşya alanında büyümek ve işi daha ileri noktalara taşımak amacıyla yola çıktık. Bu sektör hem severek çalıştığımız hem de emek verdikçe bize karşılığını fazlasıyla veren bir alan. Koç Grubu içinde edindiğimiz tecrübeler, bize geniş bir perspektif ve güçlü bir sektör bakışı kazandırdı. Bu süreçte BSH ve Vestel gruplarıyla çalışma fırsatı bularak farklı deneyimler de edindik. Daha sonra Hoover tarafında önemli bir potansiyel ve boşluk olduğunu gördük. Haier’in Türkiye pazarına giriş yaptığı dönemde, markanın o dönemdeki konumlanışı ve taşıdığı fırsatlar, bizim vizyonumuzla örtüşen bir yapıdaydı. Diğer büyük markalarda yapılanmalar daha oturmuş durumdayken, Hoover tarafında güçlü bir gelecek görerek resmi distribütörlüğü talep ettik. Bugün Marmara Bölge Distribütörlüğünü başarıyla yürütüyoruz. 2025 yılı itibarıyla Hoover distribütörleri arasında ilk üçte yer alan bir firmayız.
Genel olarak şirket yapılanmasından da bahseder misiniz?
Yapımız ağırlıklı olarak aile bireylerinden oluşmakla birlikte, güçlü bir profesyonel kadroya da sahibiz. Satış Müdürümüz ve Bölge Yöneticilerimizle birlikte tüm operasyonlarımızı organize, planlı ve verimli bir şekilde yürütüyoruz. Şu anda aktif olarak 300–400 bayiyle düzenli satış gerçekleştiriyoruz. Toplam bayi portföyümüz ise yaklaşık 500 bayiden oluşuyor. Aylık düzenli faturalandırma yapabilen güçlü ve sürdürülebilir bir ticari altyapıya sahibiz. Şirket merkezimiz Gaziosmanpaşa’da bulunuyor; yeni yerleşkemiz ise Çatalca’da yer alıyor. Burada 7.000 metrekare arazi üzerinde kurulu 2.000 metrekare kapalı depomuz faaliyette. 2026 yılı içerisinde depo kapalı alanını 6.000 metrekareye çıkarmayı hedefliyoruz. Ürün satışlarımızda geliştirdiğimiz B2B altyapısı sayesinde bayilerimize kredi kartı ile taksit imkânı sunuyoruz. Bu sistem, bayilerimizin de kendi müşterilerine daha esnek ve avantajlı ödeme seçenekleri sunmalarına katkı sağlıyor. Lojistik tarafında ise oldukça etkin bir operasyon yapısına sahibiz. Depolama süreçlerimizde “el değmeden elleçleme” yöntemi kullanarak hızlı, düzenli ve hatasız bir operasyon yürütüyoruz. Depomuzdaki tüm süreçleri barkod okuma sistemi ile yönetiyor, karışıklığı sıfıra indiren, hızlı ve hatasız bir akış sağlıyoruz. Sevkiyatlarımızı tamamen kendi araç filomuz ile gerçekleştiriyoruz. Sahada aktif olarak hizmet veren 5 aracımız bulunuyor. Bu yıl bayilerimize markamız ve ürünlerimiz için stant ve tabela desteği sağladık. Ayrıca bayilerimize yönelik prim sistemleri ile motivasyonu artıran ve satış hacmini destekleyen uygulamalar geliştirdik. Her yıl olduğu gibi, yeni sistemler ve yenilikçi uygulamalarla bayilerimize daha fazla avantaj sunmaya özen gösteriyoruz.

Hoover markasını tercih etmenizin nedeni nedir?
Bu işe girmenizde hangi motivasyonlar etkili oldu? Hoover, Haier çatısı altında yer alan güçlü bir marka ve Haier bugün dünyanın en büyük üretici gücü konumunda. Bizim için en büyük avantajlardan biri, Hoover’ın Türkiye’de üretim yapan bir marka olması. Özellikle bulaşık makineleri, kurutma makineleri ve ankastre ürün gruplarının ülkemizde üretilmesi, tedarik sürelerini kısaltırken rekabet gücümüzü de ciddi anlamda artırıyor. Hoover, Türkiye pazarında yerel üretim yapan sayılı büyük markalardan biri. Diğer markaların önemli bir bölümü fason üretimle, yani yerel üreticilerden destek alarak faaliyet gösteriyor. Hoover’ın üretimini doğrudan Türkiye’de gerçekleştirmesi ise hem kalite kontrolü hem de sürdürülebilir operasyon gücü anlamında önemli bir fark yaratıyor. Bunun yanında Hoover’ın arkasında Haier gibi küresel bir devin bulunması, markanın gücünü ve potansiyelini katlayan bir etki oluşturuyor. Biz de bu güçlü yapının Türkiye’deki büyümesine katkı sunmak istedik ve attığımız adımların sonuçlarını bugün hem satış hem operasyon hem de marka bilinirliği açısından net bir şekilde görüyoruz. Pandemi döneminin yaşandığı 2019–2020 sürecinin ardından Türkiye hızla enflasyonist bir ortama girdi. O dönemde tüketicilerin yeni ürünlere ve alternatif markalara yöneldiğini gözlemledik. Ticaret hacmi ciddi şekilde değişti; normalde beş–on yıllık süreçlerde görülmesi beklenen büyüme rakamlarının bir–iki yıl gibi kısa bir zaman diliminde ortaya çıktığına şahit olduk. Bu durum bizim için büyük bir fırsat oluşturdu ve biz de doğru hamlelerle bu fırsatı değerlendirerek sektörde güçlü bir konuma yükseldik. Ancak pandemi döneminde öne çekilen taleplerin bugüne yansıyan bir etkisi olduğunu da unutmamak gerekiyor. Günümüzde şartlar önemli ölçüde değişti. 2025 yılı, piyasa koşulları açısından oldukça zorlu bir yıl oldu. Artık önceki yıllardaki hızlı büyümeleri görmek daha zor; sektör daha temkinli, kontrollü ve zaman zaman daralan bir yapıya doğru evrildi.
2025 yılı genel olarak nasıl geçti?
2025 yılı genel olarak oldukça zorlu ve kârsız geçti. Üretim adetlerinin yüksek olmasına rağmen tüketici talebinin zayıf kalması, alım isteğinin aynı seviyede karşılık bulmamasına neden oldu ve piyasa ciddi anlamda zorlandı. Bu dönemde özellikle Hoover gibi teknolojiyi doğru kullanan markaların avantajlarını çok daha net görme fırsatımız oldu. Tüketici davranışları belirgin şekilde değişti; fiyat–performans odaklı ürünler ön plana çıkmaya başladı. Biz de bu dönüşümü doğru analiz ederek, insanların erişebileceği fiyat seviyelerinde, markanın da güçlü desteğiyle doğru ürünleri sunmaya odaklandık. Buna rağmen 2025 kolay bir yıl olmadı. Geçmiş yıllardaki daha rahat piyasa koşulları, bu yıl yaşanan güçlükleri daha görünür hâle getirdi. Enflasyonun geldiği seviyeler, yüksek faiz oranları ve artan kredi kartı komisyonları, sektörün geneli üzerinde ciddi baskı oluşturdu. Tüm bu koşullara rağmen biz, operasyonlarımızı en verimli ve optimum seviyede tutmak için büyük özen gösterdik. Süreçlerimizi sıkı kontrol ederek hem sürdürülebilirliği hem de rekabet gücümüzü korumayı başardık.
Hoover ürünlerini satarken hangi ürün grupları ve fırsatlar öne çıkıyor? Uygulama anlamında sunduğunuz farklılıklardan bahseder misiniz?
Hoover, GfK verilerinde pazar payını büyüten markalar arasında öne çıkıyor. Özellikle kurutma makinesi kategorisinde ciddi bir pazar payına sahibiz. Fiyat–performans dengesinde tüketicilere sunduğumuz avantajlar ve bu ürünlerin Türkiye’de üretiliyor olması, markanın bu segmentteki gücünü daha da artırıyor. Benzer şekilde bulaşık makineleri de yerli üretim olmaları ve güçlü fiyat–performans çizgisiyle dikkat çekiyor. Çamaşır makineleri ise ithal gelmesine rağmen rekabetçi fiyat politikamız sayesinde tüketiciler tarafından tercih edilen bir yapıya sahip. Buzdolabı tarafında ise 2025 yılı itibarıyla on bir farklı modelden oluşan bir ürün gamına ulaştık. 2026 yılı için bu alanda daha kapsamlı planlamalarımız bulunuyor. Türkiye pazarının ihtiyaç ve beklentilerine daha uygun, talep gören yeni modeller ürün gamımıza eklenecek. Fiyatlandırma tarafında da rekabetçi bir yapı oluşturarak, bayilerimizin ihtiyaç duydukları ürünleri doğru fiyatlarla, doğru zamanda sunmayı hedefliyoruz.
Hoover distribütörlüğünün yanı sıra toptan satışını yaptığınız diğer ürünler nelerdir?
Beyaz eşya, klima, derin dondurucu, televizyon ve küçük ev aletleri gibi tamamlayıcı ürün gruplarını farklı marka ve firmalardan tedarik ederek tüketiciye ulaştırıyoruz. Bu ürünleri aynı zamanda bayi kanalımıza sunarak, bayilerimizin portföylerini güçlendirmelerine ve müşterilerine daha geniş bir ürün yelpazesi sunmalarına katkı sağlıyoruz. Şirketimiz, özellikle iklimlendirme kategorisinde güçlü bir hizmet yapısına sahip. Tamamlayıcı ürün gruplarında oldukça başarılı sonuçlar alıyoruz ve bu alanlarda kayda değer bir satış hacmine ulaşmış durumdayız. Bu geniş ürün çeşitliliği sayesinde bayilerimizin müşterilere daha kapsamlı ve ihtiyaçları karşılayan çözümler sunmasını mümkün kılıyoruz. Biz de buna paralel olarak operasyonlarımızı sürekli geliştiriyor hem ürün gamını hem de hizmet kalitemizi her geçen gün daha ileriye taşıyoruz.
2026 yılı için beklentileriniz nedir?
2026 yılı için yerel üretici markaların neredeyse tamamı, pazarın yalnızca küçük oranlarda büyüyeceği yönünde öngörüler paylaşıyor. Markalardan aldığımız geri bildirimlere göre Türkiye beyaz eşya pazarı 2026 yılında büyük bir sıçrama yapmayacak. Ancak yılın ikinci yarısında, piyasa şartlarında yaşanabilecek olası iyileşmelere bağlı olarak daha olumlu bir büyüme beklentisi bulunuyor. Türkiye, beyaz eşya sektöründe Avrupa’nın önde gelen üretim ve satış merkezlerinden biri. Piyasa koşulları elverişli olduğunda, sektörün hızlı bir şekilde ileriye gidebilme potansiyeli oldukça yüksek. Beyaz eşya ise insanların yaşamına doğrudan dokunan, sürekli ihtiyaç oluşturan bir alan olduğu için genel büyüme eğilimi her zaman mümkün. Ancak mevcut veriler ve beklentiler ışığında, 2026 yılının daha yatay seyredecek, stabil bir yıl olacağı yönünde güçlü bir görüş hâkim.
Dergimiz aracılığıyla sizi takip edenlere ve müşterilerinize nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Öncelikle Dağıtım Kanalı’na teşekkür ederiz. Türkiye’deki bayilik ağına hitap eden çok değerli bir yayın organısınız. Ülkemizde bayilik sistemi, Koç Grubu’nun Harvard’dan aldığı ödül ile de kanıtlanan, dünyada benzeri olmayan güçlü bir model üzerine kurulu. Sizler de bu yapıya önemli katkılar sunuyor, bayilerimize sektörle ilgili en güncel ve doğru bilgileri ulaştırıyorsunuz. Bayilerimizin bu dergiyi mutlaka takip etmelerini öneriyoruz. Biz de dergide daha aktif olarak yer almak istiyoruz. 2026 yılı için hedefimiz, bir veya birden fazla markayı bünyemize katarak büyümemizi sürdürmek. Yaşımızın getirdiği dinamizm ve vizyonumuzla bu işi daha ileri noktalara taşımayı amaçlıyoruz. Geçmişten gelen tecrübe ve bilgi birikimine saygı duyarken, yeni koşulları doğru analiz ederek daha profesyonel ve daha farkındalıklı bir büyüme süreci oluşturmak istiyoruz. Emre DTM olarak Hoover markasının Marmara Bölgesi’ndeki büyümesine daha fazla katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, tamamlayıcı markaları bünyemize daha fazla dahil etmeyi ve yeni markalar ekleyerek farklı bölgelere açılmayı planlıyoruz. Marmara dışındaki bölgelerde de güçlü bir şekilde varlık göstermek istiyoruz. Piyasa şartları elverdiği sürece hem ürün çeşitliliğimizi artırmayı hem de coğrafi genişlememizi hızlandırmayı amaçlıyoruz.

İlk yorum yapan olun