3–4 aylık sürelerle ev kiralayıp hem tatil yapan hem de servis hizmeti sunan kişiler var

Enver Tosun / Dinç Soğutma - Kuşadası

Öncelikle kendinizden ve bugüne kadarki kariyerinizden bize bahseder misiniz?

1973 Aydın Söke doğumluyum. Lise mezunuyum. Arkadaşımın babası Söke’de AEG servisi işletiyordu; yaz tatillerinde yanında çalışarak bu mesleğe başladım. Okulu bitirdikten sonra onun yanında çalışmaya devam ettim. Profesyonel meslek hayatıma ise Arçelik’te başladım ve burada 17 yıl çalıştıktan sonra Kuşadası’na gelerek başka bir firmada 10 yıl kadar çalıştım. 1997 yılında kendi iş yerimi, Dinç Soğutma’yı kurdum. Kendi iş yerimi açtıktan sonra Vestel’in klima ve beyaz eşya yetkili servisliğini yaptım. Bunun yanında 5-6 yıl Rubenis, ayrıca LG ve Esco’nun da servislerini yaptım. Yıllar içinde birçok marka ile çalışma fırsatım oldu. Şu anda ise HTS ile çalışmaya devam ediyorum.

Yaptığınız mesleğin keyifli ve zorlu yanları nelerdir?

Yeni binalarda artık genellikle gömme tesisat tercih ediliyor. Müteahhitler, binaların dış cephelerinde tesisatın görünmesini istemediği için hatları iç kısımlara alıyor. Ancak bu durum, bizim için bazı zorlukları beraberinde getiriyor. Kurulum için vinç veya sepet kullanmak zorunda kalıyoruz; merdivenle işlem yapmamız neredeyse imkânsız hale geliyor. Cihazı kurmak mümkün olsa da bakım aşaması oldukça zahmetli oluyor. Bu hem zaman hem de maliyet açısından ciddi yük oluşturuyor. Normalde bir klimayı 1 saatte kurabilecekken, bu şartlarda 3 saatte tamamlıyorum. Ayrıca vinç ya da sepet aracını beklemek de işimizi geciktiriyor. Tüm zorluklara rağmen işimi severek yapıyorum. Mesleğime tutkuyla bağlıyım ve tek başıma çalışmaktan büyük keyif alıyorum. Garantili işler her zaman daha güven veriyor. Ancak ücretli işlerde müşterilerden ödeme almak gerçekten zor. Çoğu zaman indirim talep ediyorlar fakat mevcut şartlarda bu talepleri karşılamak giderek güçleşiyor.

Enflasyonist ortam, ürün satışlarının azalması, ekonomik zorluk sizi etkiliyor mu?

Tüm bu zahmetlere rağmen işimi severek yapıyorum. Mesleğime tutkuyla bağlıyım, tek başıma çalışmaktan keyif alıyorum. Ancak işin ekonomik boyutu giderek ağırlaşıyor. Geçtiğimiz yıl günde 10 klima takabiliyorken, bugün bu sayı 5’e düştü. İnsanların alım gücü azaldı, çoğu tamir yaptırmak istese bile ertelemeyi tercih ediyor. Garantili işler bu nedenle çok daha güvenli geliyor. Çünkü ücretli işlerde ödeme almak giderek zorlaşıyor. Müşteriler çoğu zaman indirim talep ediyor, biz para isteyince ise tepkiler değişiyor. Adeta “canavar” gibi bakıyorlar. Bu da mesleğimizi hem maddi hem de manevi anlamda zorlaştırıyor.

Ürün satmayı düşünmediniz mi?

Ürün satmayı uzun süre düşündük, ama zor olduğunu gördük. Kredi kartına taksit imkânı sunmak zorundayız, çünkü rakiplerimiz bunu yapıyor. Ancak bankalar bu durumda yüksek faiz uyguluyor. Bir dönem denemiştim, ama tamircilik işinin daha iyi olduğunu düşündüm. Şu anda 6 kişilik bir ekibimizle tüm yıl boyunca hizmet veriyoruz. Ürün satışı konusunda önümüzdeki günlerde yine de bir çalışma yapmayı düşünüyorum.

Bölgenizden bahseder misiniz?

Normalde buranın nüfusu 120 bin civarında, ama yaz nüfusu 2 milyon belki daha da fazla oluyor. Burası bu yoğunluğu kaldırmıyor; elektrik ve su kesintileri yaşanıyor. Yolcu gemileri geliyor ve onlara da ek destek sağlanıyor. Bu durum bizi doğrudan etkilemiyor, ama çarşı esnafını etkiliyor. Onlar kazanınca ben de kışın onların işlerini yaparak gelir elde ediyorum. Biz yazlıkçılardan daha çok iş yerleri ve otellere hizmet veriyoruz. Evlerde de çalışıyoruz. Beyaz eşyayla ilgili de sorumluluklarımız var; HTS’nin tüm beyaz eşyalarının servislerini üstleniyoruz. Ankastre setler, su soğutucular, elektrik süpürgeleri gibi ürünlere bakıyoruz. Ancak servis dışı ekstradan çıkan buzdolabı ve çamaşır makinesiyle ilgilenemiyoruz çünkü yazın buna zamanımız olmuyor. Daha doğrusu klimadan fırsat kalmıyor.

Firmalar ve ana servisler korsan servislerden şikâyet ediyorlar. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Bizim en büyük sorunumuz, servislerin ek iş yapmaları. Ben bir klimayı 3.000 TL’ye yapıyorsam, bazıları bunu 1.000 TL’ye yapıyor. Markaların personeli kendi içinde mesai saatleri dışında korsanlık yapabiliyor ve bunu engelleyemiyoruz. Bu da fiyatların düşmesine neden oluyor. Bir de 3–4 aylık sürelerle ev kiralayıp hem tatil yapan hem de servis hizmeti sunan kişiler var. Örneğin Eskişehir’den geliyorlar, burada tatil yapıyorlar ve seyyar servis hizmeti veriyorlar. Ben Esnaf Odası Yönetim Kurulu üyesiyim; buna rağmen bunu engelleyemiyorum, çünkü yasalar böyle bir durumu kapsamıyor. Serbest piyasa bu şekilde işliyor. Sonuç olarak bizim fiyatlarımız yüksek kalıyor ve servisler yüksek talep ediyormuş gibi görünüyor.

Markaların bayiye ve servise bakışlarında nasıl bir fark görüyorsunuz?

Firmalar bayileri daha çok seviyor çünkü bayiler firmalara para kazandırıyor. Ama servisler onlar için ekstra bir yük; biz ek hizmet verdiğimizde firma bize ödeme yapmak zorunda kalıyor. Bu durumda servisleri bazen angarya gibi görüyorlar. Bayi, “Ben ürünümü satıyorum” diyor. Oysa servisler olmasa bayiler iş yapamaz. Biz kötü hizmet verirsek veya işleri ertelersek, bayi müşteriyi kaybeder. Biz günde 5–6 montaj yapabiliyoruz ve bu sayede yetişebiliyoruz.

30 yıl içerisinde çok şey gördünüz ve yaşadınız. Sektöre ders olabilecek nitelikte bir anınız anlatır mısınız?

LG servisi olarak bir siteye dört klima kurmuştuk. Gece telefonum çaldı; Telefondaki kişi “Klimalar çalışıyor ama oğlumun parfümü kaybolmuş, biri eksilmiş” dedi. Hemen gittim ve durumu konuştuk. Montaj sırasında yanımda çırak vardı ama yapmaz dedim; onu da arayıp sordum. Parfümün değeri ne kadar diye sorduğumda, benden 7.000 TL istediler. Dört klimadan toplam 12.000 TL kazandık, ama 7.000 TL’yi geri verdik. Serviste böyle durumlar sıkça oluyor. Servis verdiğiniz evde ister istemez her şeyi görüyoruz. Paralar, takılar ortalarda bırakılıyor. Müşterinin bu tür değerli eşyaları kendisinin düşünmesi ve güvenli şekilde toparlaması gerekiyor. Sonradan polisten öğrendik ki bu kişi başkalarına da bu şekilde yapıyormuş.

Hedefleriniz nelerdir?

Yapabildiğimiz kadar bu işi yapmaya devam edeceğim. Şimdi klima satış işine de giriyoruz. TG adında bir marka çıktı, Türkiye’ye yeni giriş yaptı ve ben bunun servisiyim. Ürünler Çin’den geliyor. Yeni bayiler ve servisler kuruluyor; biz de buna odaklandık. Aslında mağaza açma hedeflerimiz de olacak. Ben daha çok sahada, dışarıda olmak istiyorum.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*