
Türkiye’nin en büyük iş dünyası organizasyonu ve uluslararası perakende sektörünün en önemli buluşmalarından olan Perakende Günleri 2025, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde devam ediyor.
Etkinlikte sahne alan ve teknoloji alanında dünyanın en saygın uzmanlarından olan Peter Hinssen, “Yapay Zekanın Perdesi Aralanıyor: Abartının Ötesine Geçmek” başlıklı sunumuyla yapay zekânın öne çıkan uygulamalarını değerlendirdi. Peter Hinssen, yapay zekânın yalnızca teknolojik değil, toplumsal ve ekonomik açıdan da radikal dönüşümler getirdiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Dünya bugün sosyal sismik şokların yaşandığı, belirsizliklerle dolu bir dönemden geçiyor. Artık ‘normal’ diye bir şey yok. Bilinmeyenlerin bilinmezliğiyle karşı karşıyayız. Bu çılgınlık içinde hız bir opsiyon değil, zorunluluk haline geldi. Belirsizlik rahatsız edici olabilir ama doğru kullanıldığında bir kaldıraç etkisi yaratabilir. Geçmişte şirketler başarıya ulaştıktan sonra yeniden kendini icat ederdi, bugün ise ‘yapabiliyorken yapalım’ dönemi başladı. Yapay zekâ, insanın yerini almayacak; yapay zekayı kullanan insanlar, kullanmayanların yerini alacak. Bugünün kurumları mantıksız işleri ortadan kaldırmak zorunda. Çünkü dünün işleri, bugünün sessiz katili. Dijitalleşme tamamlandı; artık ikinci perdeye, akıl yürütme ve eylem çağına geçtik. Yeni dünyaya hoş geldiniz.”
Dünyanın iktisadi olarak belirsiz bir dönemden geçtiğine değinen Hinssen sözlerine şöyle devam etti: “Strateji oluşturmak artık bitmeyen bir döngüye dönüştü. İşler kolaylaşmayacak, dalgalar daha yıkıcı hale gelecek. Dayanıklılık ve adaptasyon, belirsizliği yönetmenin anahtarı. Microsoft, her hafta 1 milyar dolar yatırım yaptığı yapay zekâya artık haftalık 2 milyar dolar ayırıyor. Dijitalleşme artık bir sonuç.”
Hayatın Ritmini Mana ile Yakalamak…
Beymen Group CEO’su Elif Çapçı ve Twigy Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, “Perakendenin Ritmi – Hayatın Ritmi” başlıklı oturumla sahnedeydi. Konuşmada perakende sektörünün günümüz tüketici davranışlarıyla uyumu tartışıldı.

“Hayatın ritmi, bugün perakendenin tam merkezinde yer alıyor” diyerek sözlerine başlayan ve dönüşümün öneminde değinen Beymen CEO’su Elif Çaplı şunları vurguladı: “Beymen olarak biz de zamanın ritmini yakalamak için çalışıyoruz. Müşteri kitlemizin yüzde 70’ini Y ve Z kuşağı oluşturuyor. Bu nedenle lüksün kodları da değişiyor; madde değil, artık mana ön planda. Sadakat artık kartlarla değil, markayla kurulan bağla ölçülüyor. Bugün lüksün birim değerine ne derseniz, ben ‘kültür’ derim. Müşteri artık bir markanın yalnızca ürünlerine değil, değerlerine de ortak olmak istiyor. Perakendeciler olarak bizlerin de müşterinin hayal gücünü tetiklememiz gerekiyor. Lüksün kodları değiştikçe, mağazaların yapısı da dönüşüyor. Artık mağazalar sadece alışveriş noktası değil, kültürel bir buluşma alanı olarak tasarlanıyor. Fotoğraflanacak kadar estetik, bir kültüre ve kimliğe göre kurgulanmış mekânlar öne çıkıyor. Kişiselleştirmenin ötesine geçerek ‘hiper kişiselleştirme’ kavramı gündemde. Müşterilere özel deneyimler sunmak, yeni lüks anlayışının bir parçası haline geldi.”
Dünya ekonomisinin zorlu bir dönemden geçtiğini ve dünya ticaretinin tarife savaşlarının etkisiyle daraldığını söyleyen Twigy Kurucusu Sinan Öncel de şunları vurguladı: “Böylesi bir tabloda Türkiye’nin konumu çok daha kritik hale geldi. Dünyaya baktığımızda, ticari mal akışında sıkıntı yaşanabileceğine dair sinyaller alıyoruz. Adeta bir tsunami geliyor diyebiliriz. Buna karşın Türkiye, jeopolitik olarak çok avantajlı bir konumda. Türkiye hem Doğu Avrupa’ya hem Rusya’ya hem Afrika’ya yakınlığıyla büyük bir stratejik avantaj taşıyor. Zaman zaman daralsak da bu jeopolitik gücümüz sayesinde hep toparlandık. Şimdi mesele bu avantajı akıllı kullanmak, maliyetleri düşürmek ve ticaretteki bu belirsizlik ortamını fırsata çevirebilmek. Bunu ancak birlikte hareket ederek, şeffaf ve ortak akılla başarabiliriz. Girdiğimiz bu dar koridordan, ölçülü bir iyimserlikle çıkabiliriz. Ancak bunun için gerçekçi olmalı, saf bir iyimserlikten uzak durmalıyız.”
Rakibiniz müşterinin duyguları ve beklentileri…
“Bir Sonraki Adımı Hayal Etmek! Anlamlı Deneyimler Yaratmak” başlıklı oturumda ise WPP ABD’nin Chief Creative Officer’ı Walter Geer, müşteri deneyiminde yenilikçi yaklaşımları ele aldı. Renk körlerine doğanın güzelliğini hissettiren teknolojilerden, engelleri aşan sadık dostlara kadar ilham veren projeleri paylaşan Geer, markaların duygusal bağ kurabilen deneyimler yaratmasının önemine değindi. Geer, şunları söyledi:
“Yapay zekâ çağında duygular, elimizde kalan tek rekabetçi avantaj. Duygular, zaman yolculuğu gibidir; sürekli bir hareket hâlindedirler. Bu nedenle insanlara reklam izletirken bir şey hissettiren içerikler üretmek zorundayız. Belirli bir duyguyu yaşatan kampanyalar, izleyicide kalıcı bir etki yaratır. Çünkü bir markanın sadece bir ürünü değil, aynı zamanda bir hikâyesi de olmalıdır. O hikâye, duyguları ve anıları harekete geçirerek akılda kalıcılığı sağlar. Bu noktada Maya Angelou’nun şu sözünü çok anlamlı buluyorum: ‘İnsanlar ne söylediğinizi ya da ne yaptığınızı unutabilir ama onlara nasıl hissettirdiğinizi asla unutmaz.’ Bir kampanya oluştururken çoğu zaman işlevselliğe odaklanıyoruz. Ancak günümüz dünyasında markalar yalnızca fonksiyonlar üzerinden değil, hisler üzerinden rekabet ediyor. Tüketicilerinizin zihninde ve kalbinde markanıza dair bıraktığınız iz, gerçek rekabet alanını belirliyor. Ve unutmayalım, bugün rakipleriniz yalnızca sektördeki diğer markalar değil; müşterilerinizin duygularındaki, puanlamalarındaki ve beklentilerindeki her deneyimdir.”
Dijital Yolculukta Liderlik Olmazsa Olmaz
“Yapay Zekâ çağında Yeni Yol Haritası” başlıklı sunumlarıyla Esas Gayrimenkul COO’u Nevzat Yaman ve Digitopia CEO’su Halil Aksu, Türkiye’deki perakende ve alışveriş merkezi sektörlerinin dijitalleşme durumunu ele alan bir araştırmanın sonucunu paylaştılar. Özellikle veri kullanımı, yapay zekâ entegrasyonu, operasyonel mükemmellik ve müşteri ilişkileri gibi konularda önemli dijital uçurumlar olduğu vurgulanan rapor, bu farkların rekabet gücünü ciddi şekilde etkilediğini ortaya koydu.
Raporun, sektör oyuncularına stratejik yol haritası sunmayı ve dijital dönüşüm süreçlerine ivme kazandırmayı amaçladığını söyleyen Esas Gayrimenkul COO’su Nevzat Yaman, araştırmanın 90’dan fazla perakende markası, 19 AVM, 2 bini aşkın katılımcı ve 300’den fazla görüşmeyle oluşturulan geniş bir veri havuzuna dayandığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Sonuçlara baktığımızda, sektörün dijitalleşme konusunda geride kaldığını söyleyebiliriz. Yapay zekâ çağında veriler yetersiz, yetkinlikler eksik ve stratejiler büyük ölçüde tanımsız. Liderliğin katılımının yeterince olmaması da bu tabloyu derinleştiriyor. Özellikle veri okuryazarlığı konusunda ciddi eksiklikler gözlemleniyor. Yapay zekâyı satın alma süreçleriyle entegre etmek, hem sektörler hem de şirketler için büyük bir rekabet avantajı yaratacaktır. Artık ‘dönüşüm şart’.”
Araştırmayı operasyonlar, müşteri deneyimi ve teknoloji kullanımı başlıkları ile üç temel eksen üzerine tasarladıklarını belirten Digitopia CEO’su Halil Aksu şunları vurguladı: “Ne yazık ki, perakende ve AVM sektöründe teknoloji alanında oldukça gerideyiz. Örneğin, araştırmada her iki sektör açısından çarpıcı sonuçlar var, global ortalama ile aramızda neredeyse 10 yıllık bir gecikmeye denk gelen rakamlar çıkıyor. Dijitalleşme artık sadece bir tercih değil; ayakta kalmanın temel şartı.”
İlk yorum yapan olun